Yer yer çıkar duyan şu garîbin de âhını,
Her içli rûha, her kanayan gönle söylerim!..
Bâzan resim resim açılır eski bahçeler;
Dinler menekşe, fesleğen, gül,_ıtır, lâle.. söylerim!..
Bâzan da öfkemin sesi gürler olaylara;
Yumruk ağırlığında beş-on cümle söylerim’..
Hakkın safında tek bile kalsam sevinme sen;
Ey i’tirâââz yaz, yazarım; söyle, söylerim!..
Öfkem de şefkatim kadar_içten gelir benim;
Ancak; ayakla, elle değil, dille söylerim!..
Hoşlanmam_ölçüsüz ve hesapsız konuşmadan..
Tartar, hesâb eder, düşünür, öyle söylerim!..
Birdir derim nesir, hece, serbes vezin, arûz;
Sen öyle söyle duygunu, ben böyle söylerim!..
Târihle eğlenen yeni doğmuş kuşakları,
Burdan ümîîîdlerle giden nesle söylerim!..
Sırlar kalır –fakat- gene ifşâ edilmedik..
Geldikçe hepsi söylenecek hâle, söylerim!..
Sık sık evimde sohbet_olur.. gel: misâfire,
Kendim su içtiğim geceler zahle söylerim!..
Arif Nihat ASYA
VEZİN: Mef’ùlü fâilâtü mefâîlü fâilün
Ârif Nihat ASYA (1904 Çatalca – 1975 Ankara) Yüksek Öğretmen Okulu mezunu.. Milletvekilliği yaptı.. Şiir kitapları: Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor (1946) , Kubbe-i Hadrâ (1956) , Rubâiyyât-ı Ârif (1956) , Duâlar ve Âminler (1967) , Aynalarda Kalan (1969)
(x) NAZIM ŞEKLİ: “Postmodern” olup; Matla’sız ve makta’sız (= ilk ve son beyti olmayan) gazeldir.
SÖYLEMEK
-Arif Nihat ASYA üstâdıma nazîre–
Seyret bu şeb de âb_ile mehtâbı uykuda;
Âheste çek kürekleri, âheste söylerim!..
Hâmûş_olunca bülbül-i şûrîde, ben dahî,
Ey gül; terahhum_et, sana bin beste söylerim!..
Anlatmıyorsa mısra-ı âzâde derdimi;
Müfred, gazel, kasîde ve güldeste söylerim!..
Makbul değilse yârimin_indinde sîm_ü zer;
Ârif Nihâd’a mısra-ı berceste söylerim!..
Yavrum.. el_atma goncama.. boldur mürüvvetim;
Sabret, çiçekçiden, sana bir deste söylerim!..
Beyhùde sanma şi’rimi sunmam kadeh kadeh;
Mest ol güzel ki, hâlimi, ben, meste söylerim!..
Üslûbumun değişmesi aslà zaaf değil :
A’lâ görünce haykırırım; peste, söylerim!..
Dağ-taş, deniz ve gök dolu insan?.. Bulunmuyor
İnsanlığın vasıfları herkeste.. söylerim!..
Seçdim cihâdı, ketmedemem ben hakıykati;
Zencîre vursalar bile, mahbesde söylerim!..
Sâdık bir_âşıkım nice yıldır arùza ben;
Zinhâr_el atmadan hece, serbeste, söylerim!..
Şi’r âleminde ben ne edîbim, ne şâirim;
Bir parça hisliyim, değişik seste söylerim!..
24/26.xı.1969 Cahit ÖNEY
VEZİN: Mef’ùlü fâilâtü mefâîlü fâilü
SÖYLEMEK
Birgün sesimde mutsuz_anam toprağın sesi,
Birgün dilimde, tez kuruyan yaprağın sesi;
Birgün de burcu burcu kokan bir dağın sesi..
Mâzînin ıstırâbını, ben, hâle söylerim!..
Yer yer çıkar duyan şu garîbin de âhını,
Seçtik, nasîbimiz diye bahtın siyâhını..
Bulsam tükenmeyen gecenin bir sabâhını;
Her içli rûha, her kanayan gönle söylerim!..
Bâzan resim resim açılır eski bahçeler;
Bir devr_açan Küçüksu, Kâğıthâne nerdeler?..
Mâzîyi dinlemez bu kuşak.. vermiyor değer;
Dinler menekşe, fesleğen, gül,_ıtır lâle.. söylerim!..
Bâzan da öfkemin sesi gürler olaylara;
-Susmak kolay mı maddeci, eylemci baylara?.-
Şâirce başlarım sonu berbâd_alaylara;
Yumruk ağırlığında beş-on cümle söylerim!..
Hakkın safında tek bile kalsam sevinme sen;
Bâtılla kavgadan çıkarım hep zaferle ben;
“Yâ Hak!” dedim, hemen bana güç verdi söyleten;
Ey i’tirâââz; yaz, yazarım; söyle, söylerim!..
Öfkem de şefkatim kadar_içten gelir benim;
Üzdün mü böyle!.. gerçi güler yüzlüyüm, şenim..
Dostum nasıl ki dostuma, düşmanla düşmanım;
Ancak; ayakla elle değil, dille söylerim!..
Hoşlanmam_ölçüsüz ve hesapsız konuşmadan..
Aslà yakışmaz_ağzıma (kem-küm, falan-filân!..)
Yoktur dilimde gizli taraf, şüphe, sùizan;
Tartar, hesâb_eder, düşünür.. öyle söylerim!..
Birdir derim nesir, hece, serbes vezin, arùz;
Tanbur, kemençe, bağlama; hattâ çöğür, kopuz!..
Yazdım sabâha-dek, geceler geçti uykusuz..
Sen öyle söyle duygunu, ben böyle söylerim!.
Târihle eğlenen yeni doğmuş kuşakları;
“Evrim!” deyip de boynuzu aşmış kulakları;
Hüsranla, ıstırapla atarken şakakları;
Burdan ümîîîdlerle giden nesle söylerim!..
Sırlar kalır –fakat- gene ifşâ edilmedik..
-Bilmek yasak kılındı neler kaldı bilmedik!-
Şerh_eyledik hakıykatı.. kırk yıl neler dedik..
Geldikçe hepsi söylenecek hâle, söylerim!..
Sık sık evimde sohbet_olur.. gel: Misâfire,
Söylet gazel, kasîde, rubâî bu şâire;
Teşrîf ederse hâneme – etmez ya!- kâfire,
Kendim su içtiğim geceler, zahle söylerim!
Arif Nihat Asya+Cahit Öney 5.xı.1969
NOT:
Arif Nihat Asya’nın, “Söylemek” başlıklı, 11 beyitten ibâret şiiri, DEFNE mecmûasının Mart 1968 târihli ve 51 sayılı nüshasından, Mayıs 1968 nüshasındaki düzeltme de dikkate alınarak kopya edilmiştir. 3.cü beyitin 2.ci mısraındaki vezin hatâsı, mecmûada aynen mevcuttur. Şâirin KÖPRÜ isimli kitabında da (1969’da basılmıştır) tashih edilmemiştir. 1971’de Milli Eğitim Bakanlığı’nca neşredilen ŞİİRLER başlıklı eserde de durum değişmemiştir. Merhûma, Ankara’da, evinde ziyâretlerimden birinde sormuştum ve “o mısra’ öyle doğdu ve düzeltmedim” demiş idi.
ONLAR! (Taştîr-i murabba’)
Sustuk sabırla, her şeyi söylettiler bize
Bin türlü baskı.. gençliği zehrettiler bize
Gerçek deyip, yalanları bellettiler bize
Sevdikçe, nefret_etmeyi öğrettiler bize
Bir silkinişte ülkeye peygamber_oldular
Nemrùd, Ebù Cehil, Sezar, İskender_oldular
Ser vermeyip de sır vererek server_oldular
Çektik.. bütün günahları yüklettiler bize
Binbir düzenle saygıyı, îmânı öldürüp
Gençken; filizlenen, ışıyan şevkı söndürüp
Mânâda, ruhda defter-i âmâlimiz dürüp
İnkârı, kîni, şüpheyi devrettiler bize
Kaynarken_ortalıkda cehennem kazanları
Benzettiler yabancıya kızlar, kızanları
Susturdular, gün oldu, mubârek ezanları
Olmaz barış masalları dinlettiler bize
Bizsiz, ayakta durmağa yetmezdi güçleri
Allàh’a beş vakit yakarıp, kalmadık geri
Ardında buldular yediler, kırklar, üçleri
Hergün bizimle güçlenerek yettiler bize
Vezin: Mef`ùlü fâilâtü mefâîlü fâilün
Mehmet Çınarlı – Cahit Öney
Not: Dörtlüklerin ilk ve son mısra’ları merhum Mehmet Çınarlı’ya
Ve 2., 3. mısraları Cahit Öney’e aittir.
Bu nazım şekline taştîr-i murabba’ denmiştir.
Mehmet Çınarlı (Mülkiyeli..) 1925 Ermenek – 1999 (Yalova) > Depremde göçük altında kalarak vefât ett. 1981’de Anayasa Mahkemesi Üyeliğine tâyîn olmuş idi.
Şiir Kitapları: Güneş Rengi Kadehlerle (1958) , Gerçek Hayâli Aştı (1969)