Etiket: Mehmed Akif Ersoy

• Cuma, Temmuz 21st, 2017
MİLLÎ KÜLTÜRÜMÜZÜN ÖZÜ BU WEB SİTEDEDİR
Neden ANKARA’da TÜRK Musikisi Devlet Konservatuarı 35 yıldır kurulAmamaktadır?
TÜRKİYE’de 19 BATI müziği devlet konservatuarı ve biri mühmel 3 TÜRK musikisi devlet konservatuarı
 
      İktidar, kavga-gürültüyle edilmiş meşgul;
    Solcular yön veriyor milletimin kültürüne!..
            VEZİN: Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün deilün(fa’lün)
       “Milletin kültürü?..” taklid sanıyorlar Batı’yı…
       Yerleşir aslını inkâr ile “çağdaş kültür” !..
         VEZİN: Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)   
 
        Halman, Titiz, Talay, Karakaş, Cem, Güner, Günay…
     Teslîm edildi çağdaşa Kültür Bakanlığı!..
    ( Talat Sait Halman, M.Tınaz Titiz, M.İstemihan Talay, Ercan Karakaş,  İsmail Cem, A.Oktay Güner, Ertuğrul Günay )
         VEZİN: Mef,ùlü fâilâtü mefâîlü fâilün
[[[ Sayın Prof. Dr. Namık AÇIKGÖZ, 24.12.2011 târîhli AKİT gazetesi s.4’deki (Mehmet Âkif’in alayları “keçeli” miydi?.) başlıklı köşe-yazısında, özetle: SAFAHÂT’ın 2nci kitabı SÜLEYMÂNİYE KÜRSÜSÜ’nde geçen “Eli bayraklı alaylar yürüyor dört keçeli / En ağır başlısının bir zili eksik, belli!”  beytinde geçen “keçeli” kelimesinin aslında “geçeli” olması gerektiğini ve alayların (taburlarının, bölüklerinin) dörderli sıralar hâlinde yürüdüklerinin anlatıldığını belirterek bir türküden misâl veriyor: (Tek kapıdan çıktım yüzüm peçeli / Ahbaplar oturmuş iki geçeli / Hulusim de alnı sıra perçemli / . / Neyleyim dünyada dünya malını / Gönül arzu ediyor eski halini/
Ben de, ikinci bir misâl sunuyorum: 75 yıl önce, Beylerbeyi Küplüce makallesinde ikàmet etmekte idik.. Mahellenin çocukları yaz aylarında hep birlikte oynar, bâzen de tekerlemeler terennüm ederdik. Konumuzla ilgili tekerlemenin notasını yazmayı beceremiyor isem de, târîfimden müzisyenlerimiz anlayabilirler: Makam: Uşşàk.. sekizlik notalar küçük harflerle ve dörtlük notalar temel harflerle yazılmıştır: [ Balat-kapusu’ndan girdim içeru : do-re-re-re-RE-DO-si-do-re-si-LÂ / Yahudiler oturmuş iki geçelû : do-re-re-re-re-do-Sİ-lâ-si-do-si-LÂ / Andi andi andi andi Balado : An:do, di:re-do-si, an:RE, di:do-si, andi Balado: lâ-si-do-si-LÂ /  Not: Andi andi andi Balado  2 defâ okunacaktır. ]]]    
                                         ************************************* 
MEHMED AKİF ERSOY’UN KULLANDIĞI ARUZ KALIPLARI- 1.Bölüm
MEHMED ÂKİF ERSOY, SAFAHÂT’DA 14 ÇEŞİT ARÙZ KALIBI KULLANMIŞTIR.
       [[ MEHMED AKİF ERSOY  S A F A H A T  Eseri tertibeden: ÖMER RIZA DOĞRUL Yedinci Basım    İNKILÂP ve AKA KİTABEVLERİ 1966 ]] esas alınmıştır.
          SAFAHÂT; safhalar, evreler demektir.
             SAFAHÂT; 7 KİTAP’dan oluşmaktadır: 1. BİRİNCİ KİTAP (Özel bir isim
             verilmemiştir.)  2. İKİNCİ KİTAP: Süleymâniye Kürsüsünde  3. ÜÇÜNCÜ    KİTAP: Hakkın Sesleri   4. DÖRDÜNCÜ KİTAP: Fâtih Kürsüsünde  5. BEŞİNCİ KİTAP: Hâtıralar  6. ALTINCI KİTAP: ÂSIM  7. YEDİNCİ KİTAP: Gölgeler
     
       Mehmed Akif ERSOY, yalnızca aruz veznini kullanmıştır.
         Bâzı şiirlerinde, vezin değişikliği yapmıştır.
         Şiirlerinde “başlıklar” mevcuttur. (Sahîfa 3’deki ilk şiirinde “başlık” yok ise de, s.539’daki İÇİNDEKİLER’de “Şairin Mukaddimesi” denilmiştir.)
         Şiirlerin yalnızca ilk mısraları kaydedilmiştir.
        
[[ 06 Temmuz 2010 Değerlendirmesi :
SAFAHÂT Birinci Kitap’da mısra’ toplam sayısı……     3051
BİRİNCİ KİTAP’DA 
01-Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa,lün) mısra’ sayısı…………..1429
02-Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lünmısra’ sayısı…..420 
03-Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün mısra’ sayısı……………….346
04-Mef,ülü mefâilün feùlün ve Sekt-i melîh: Mef,ùlün fâilün faùlün(X) mısra’ sayısı..344
05-Mef,ùlü mefâîlü mefâîlü feùlün vezninde mısra’ sayısı…………..264
06-Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün vezninde mısr’a sayısı………………85 
07-Feilâtün(Fâilâtün) mefâilün feilün(fa’lün) mısra’ sayısı…………..83
08-Mef,ùlü fâilâtü mefâîlü fâilün vezninde mısra’ sayısı…………………62
09-Feùlün feùlün feùlün feùl vezninde mısra’ sayısı………………………14
10-Müfteilün fâilün müfteilün fâilün vezninde mısra’ sayısı………………4
      2ci ilâ 7nci kitaplarda kullanılan 4 yeni vezin/kalıp: (11 TEMMUZ 2010 eki)
11-Müfteilün müfteilün fâilün (Sahîfa 303)
12-Müfâaletün müfâaletün (Sahîfa 389)
13-Mütefâilün mütefâilün (Sahifa 502)
14-Müstef,ilâtün  müstef,ilâtün (Sahîfa 533)
(x) Sekt-i melîh:
Şâir; Mef,ùlü mefâilün faùlün ( //. ././ .// ) veznini kullnırken, bâzı mısra’larda:
Mef,ùlün fâilün faùlün ( /// /./ .// ) versiyonunu kullanabilir. 10 heceli mısra’,
sekt-i melîh yapıldığında 9 heceli olur. (Baş taraftaki yan yana 2 kısa hece
kaldırılmış, yerine 1 uzun hece konmuştur!)
Abdülhak Hâmid TARHAN, bütün mısra’larında sekt-i melîh yapılmış bir şiir
yazmıştır(Dr.C.Öney). Bakınız: Yùnus Emre şiirlerinde vezin araştırması
Genel arùz bilgisinden: 1- Mısra’ sonundaki feilün’ler de, aynı şiir içinde fa’lün yapılabilir ve o mısra’larda hece ayısı 1 azalmış olur.   2- Kelime sonundaki imâleler, “vurgu imâlesi” olup kusur sayılmazlar; bilakis makbul sayılırlar. “SEKT-İ MELİH” başlıklı şiirin üçüncü mısraında “benii bitirdin” denilerek vurgu yapılmakda ve şâir, dikkati kendi üzerine çekmektedir. Şâir Fuzùlî de,
Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün veznindeki  [ Benii candan usandırdıı, cefâdan yâr usanmaz mı ] mısraında, 2 kelime üzerinde düşünmemizi istemektedir(c.Öney)
..
ÖNEMLİ NOT: Sekt-i melîh hakkında ilmî bilgi, bu sahîfa nihâyetindedir.
                       
             SEKT-İ  MELÎH(xx)
         Uçtun ey bîvefâ muhabbet
         Cânânımdan gınâ getirdin
         Berbâd ettin, benii bitirdin
         Hangii mazlùma geldi nevbet
         Gönlüm bir köhne âşiyandır
         Sen bir kuşsun, bahâra meftùn
         Bâğ-ıı ömrüm ki pür-hazandır
         Bilbüllerlee olur mu meskûn
         Bir an dildee karââr kıldın
         Vîranlıkdaa perî misâli
         Baktın, gamdan değil o hâli
         Vahşîlendin, firââr kıldın
         Gâhii esmekle rùùzgârın
         Benzer gülzâra ol beyâbân
         Kabristandaa dahî bahârın
         Elbet feyzii olur nümâyân
                            
               Abdülhak Hâmid TARHAN
(xx) [ Abdülhak Hâmid Tarhan  BÜTÜN ŞİİRLERİ 3    Hep yahut hiç ]
           Hazırlayan: İnci Enginün   Dergâh Yayınları  Birinci baskı Kasım 1982  
   
                                                            ………………………………………………………………………………………………………….. 
       Mehmed Âkif ERSOY merhùm; SAFAHÂT’ın BİRİNCİ KİTAP’ında 10 çeşit aruz kalıbı kullanmıştır. Diğer kitaplarında bunlardan başka vezinlerle de şiirler yazmıştır. İlgi duyan ziyâretçilerim merâk ettikleri her konunun cevâbını, yazdıklarımı inceledikleri takdirde bulabileceklerdir. ]] 
                               S  A  F  A  H    T
B  İ  R  İ  N  C  İ    K  İ  T  A  P
Bana sor sevgili kaari’, sana ben söyleyeyim                Şairin Mukaddimesi      s.003
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)  10 mısra’            s.003
Yatarken yerde ilhâdiyle haşrolmuş sefîl efkâr    FÂTİH CÂMİİ        s.005
Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün                     28 mısra’               s.005
 
Bir_infilâk-i safâdır ki yâr-i cânımdır                   FÂTİH CÂMİİ           s.007
Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)            62 mısra’                 s.007
Bence, doktor, onu siz bir soyarak dinleyiniz      HASTA                   s.011
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)  104 mısra’          s.011
 
Ey nùr-i ulûhiyyetinin zılli avâlim               TEVHİD Yahud FERYAD   s.015
Mef,ùlü mefâîlü mefâîlü feùlün                 138 mısra’                          s.015
 
Beş_on gün_oldu ki mu’tâda inkıyâd ile ben    KÜFE                          s.024
Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)           92 mısra’                  s.024
 
Sâdî diyor ki: “Bir gece biz kâârbân ile           DURMAYALIM             s.028
Mef,ùlü fâilâtü mefâîlü fâilün                           16 mısra                       s.028
 
Vak’a hiçbir şey değildir; haklısın, lâkin düşün   DURMAYALIM         s.029
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün                            46 mısra’                  s.029 
Geçende yayla civârında bir ufak cevelân         HASIR                        s.032
Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)            52 mısra’                  s.032
 
Doksan senelik ömre, İlâhî, bu mu gaayet?       GEÇİNME BELÂSI   s.034
Mef,ùlü mefâîlü mefâîlü feùlün                             64 mısra’                 s.034
 
Hurùşan bâd-i süfliyyet derùnundan, kenârından  MEYHÂNE           s.038
Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün                        22 mısra’            s.038
 
Canım sıkıldı dün_akşam, sokak sokak gezdim        MEYHANE          s.039
Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)                  106 mısra’          s.039
 
Bakma kabristânın_ancak sâha-ii medhùşuna         MEZARLIK          s.044
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün                                    35 mısra’           s.044
 
Sıkınca rùhumu ba’zan metâlibiyle hayât                   MEZARLIK        s.046
Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)                     64 mısra’         s.046
 
Âfââk bütün hande, cihan başka cihandır                      BAYRAM       s.050       Mef,ùlü mefâîlü mefâîlü feùlün                                      24 mısra’               
 
Birinci gün hava bir parça nâ-müsâiddi                       BAYRAM           s.050
Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)                     62 mısra’          s.050
 
Ey bülbül-i ter-zebân-ı irfân                                          HASBIHAL        s.053
Mef,ùlü mefâilün feùlün ve Sekt-i melîh                       97 mısra’          s.053
 
Bütün gün işle boğuştum, içim sıkıldı. Yeter!          SELM                    s.056    Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)                72 mısra’                s.056
 
Dönen muhît-i nigâhımda yâl ü bâlindir        MERHÙM İBRÂHİM BEY s.059    Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)           120 mısra’                   s.059 
 
Ey yâdı güzîn-i ihtirâmı                                    MERHÙM İBRÂHÎM BEY s.063  MEF,ÙLÜ MEFÂİLÜN FEÙLÜN  ve sekt-i melîh    36 mısra’                    s.063
Sâdî, o bizim Şarkımızın rùh-u kemâli                         AZİM                         s.065
Mef,ùlü mefâîlü mefâîlü feùlün                                  40 mısra’                    s.065
 
Geçen_akşam eve geldim; dediler: Seyfi Baba             SEYFİ BABA              s.068
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)            114 mısra’                   s.068
Haberdâr olmamışsın kendi zâtından da sen                 İNSAN                          s.072
Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün                                64 mısra’                      s.072
Elinde nevha-i mâtem kadar acıklı sadâ                           KÖR NEYZEN            s.076
Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)                                         49 mısra’                     s.076
Gürz-ii girân-ı zûlmünü ey kanlı nâsiye                             ACEM ŞÂHI               s.079
Mef,ùlü fâilâtü mefâîlü fâilün                                                46 mısra’                     s.079
Bu müthiş velvelen Îrân’ı dâim inletir sanma                    ACEM ŞÂHI               s.082
Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün                                  44 mısra’                     s.082
Yıkıldın gittin_ammâ ey mülevves devr-i istibdâd            İSTİBDÂD                  s.085
Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün                                   30 mısra’                    s.085
Bizim mahalleye poyraz kışın da uğrayamaz                    İSTİBDÂD                  s.086
Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa,lün)                               128 mısra’                   s.086
Eve döndüm, bütün o fâcialar                                                 İSTİBDÂD                  s.090
Feilâtün(Fâilâtün) mefâilün feilün(fa’lün)                                16 mısra’                     s.090
Beyaz_entârisiyle kar gibi kız                                                 HÜRRİYYET               s.092
Feilâtün(Fâilâtün) mefâilün feilün(fa’lün)                                 13 mısra’                     s.092
Koşuyor el ele vermiş iki kardeş; birinin                               HÜRRİYYET              s.092
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                      28 mısra’                    s.092
Yok ya  ABBÂS’ı bilmeyen, kimdi?                                    KOCAKARI İLE ÖMER  s.094
Feilâtün(Fâilâtün) mefâilün feilün(fa’lün)                                    34 mısra’                    s.094
Ocak başında oturmuş bir_ihtiyarca kadın                      KOCAKARI İLE ÖMER  s.095
Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)                                     121 mısra’                  s.095
Yüzü gülmüştü teyzenin baktık                                           KOCAKARI İLE ÖMER   s.100
Feilâtün(Fâilâtün) mefâilün feilün(fa’lün)                                       14 mısra’                  s100
Zaman geçmez ki yüz binlerce kalbin vecd-i sekrânı             EZANLAR                s.101
Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün                                         34 mısra’                    s.101
Gunùde rùh-i tabîat samîm-i zûlmette                                        EZANLAR                 s.103
Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)                                      34 mısra’                    s.103
Eyvâh ıssız diyâr-ı dilber                                                               CÂNAN YURDU       s.105
Mef,ùlü mefâilün feùlün ve Sekt-i melîh: Mef,ùlün fâilün faùlün  61 mısra’            s.105
Nihâyet_oldu nazardan nihân o nùr-i mübîn                        BİR MERSİYE             s.109
Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)                                          30 mısra’                s.109
Ey aslına iltihàk eden nùr                                                            BİR MERSİYE            s.111
Mef,ùlü mefâilün feùlün   ve Sekt-i melîh: Mef,ùlün fâilün faùlün   35 mısra’        s.111
Derler ki: Ümeyye’den HİŞÂM’ın                                              DİRVAS                       s.113
Mef,ùlü mefâilün feùlün  VE Sekt-i melîh: Mef,ùlün fâilün faùlün(X) 98 mısra’   s.113
“Mahalle kahvesi!” Osmanlılar bilir ne demek?                 MAHALLE KAHVESİ   s.118
Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)                                      228 mısra’                 s.118
Tavanın pervazı altındaki toprak yuvadan                         MAHALLE KAHVESİ   s.125
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                              4 mısra’                s.125
İlmi az, görgüsü çok, fıtratı yüksek bir_imam                       KÖSE İMAM                 s.126
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                            142 mısra’               s.126
Bir zaman vardı ya târîh-i mukaddes modası                      NAZIM PARÇALARI   s.131
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                            14 mısra’                s.131
Şu fânî zindegâniylee hayât*ıı câvidânînin                            NAZIM PARÇALARI  s.132
Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün                                              12 mısra’               s.132
Kiminin yâd-ı ihtirâmı kalır                                                         NAZIM PARÇALARI  s.132
Feilâtün(Fâilâtün) mefâilün feilün(fa’lün                                             6 mısra’               s.132
Düzer yâve-gû bir herif bir gazel               ŞÂİR HUZÙRUNDA BİR MÜNEKKİD  s.133
Feùlün feùlün feùlün feùl                                                                    14 mısra’             s.133
Yârab ne hatîbdir ki makber          BU DA BİR MEZAR TAŞI İÇİN YAZILMIŞTIR   s.134
Mef,ùlü mefâilün feùlün(Mef,ùlün fâilün faùlün)                                  16 mısra’            s.134
Konduğu yer gusn-ı ter mimberidir bülbülün                             GÜL, BÜLBÜL      s.134
Müfteilün fâilün müfteilün fâilün                                                           4 mısra!             s.134
Kendi feryâdımdır_ancak ses veren feryâdıma                           TERCÜMEDİR    s.135
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün                                                              4 mısra’            s.135
Nühüfte kalb-i ketùmunda leyl*i deycùrun                                     TERCÜMEDİR   s.135
Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)                                                4 mısra’            s.135
Başlattığı gün mektebe, duydum ki, diyordu                           HUSRÂN-I MÜBÎN   s.135
Mef,ùlü mefâîlü mefâîlü feùlün                                                               6 mısra’            s.135
Sokakta sâde bir_”âmin!” sadâsıdır gidiyor                              ÂHİRET YOLU        s.136
Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)                                               62 mısra’           s.136
Senin en son serîrindir şu bî-pervâ uzanmış taş                       ÂHİRET YOLU       s.138
Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün                                                  20 mısra’           s.138
Namaz kılındı, duâ bitti. Kâârban, yoluna                                     ÂHİRET YOLU      s.139
Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)                                               12 mısra’           s.139
Tasavvùr et ki muzlim bir şeb-ii ecrâm-ı nâ-peydâ                      İSTİĞRÀK             s.140
Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün                                                   54 mısra’          s.140
En_önde rahlesi âgùş-ı ihtirâmında                                                ÂMİN ALAYI         s.143
Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)                                               39 mısra’         s.143
Büyük bir şâirin düstùr-ı hikmettir şu ihtârı                                    HASBIHÂL          s.145
Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün                                                     46 mısra’        s.145
Bizim Cemîle, Ferîde’yle bir sabah gelerek    BEBEK YÂHUT HAKK-I KARAR   s.148
Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)                                                  82 mısra’        s.148
Sinîn-i ömr-i şedâid-güzîni olmalıdır                                         YEMİŞÇİ İHTİYÂR     s.151
Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)                                                  10 mısra’       s.161
Safahât’ımda, evet, şi’r arayan hiç bulamaz                                      İ’TİRÂF             s.152
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                        4 mısra’      s.152
İ  K  İ  N  C  İ    K  İ  T  A  P
S Ü L E Y M Â N İ Y E    K Ü R S Ü S Ü N D E                                                                s.155
Köprü’den çok geçerim; hem, ne kadar geçtimse           KÖPRÜDEN GEÇİŞ     s.155
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                       20 mısra      s.155
Diyeceksin ki: “Hayâlin yeri yoktur… Boşuna!”                               YENİCÂMİ        s.155
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                       14 mısra’     s.155
Dur da Ma’bùduna yükselmek için ilme basan                           SÜLEYMÂNİYE    s.156
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                       31 mısra’     s.156
Şimdi ey sevgili kàri’, azıcık vaktin_eğer               SÜLEYMÂNİYE’Yİ  ZİYARET    s.157
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                       57 mısra’     s.157
Artık_ey sevgili kàri’, gel_otur orta yere                                    MÂBEDİN İÇİNDE   s.159
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                       13 mısra’     s.159
Mâbedin cebhe cidârındaki loş pencereler                               İBÂDET ve DU      s.160
 Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                       23 mısra’     s.160
Kimdi kürsîdeki?  Bir bildiğimiz pîr ammâ                                                     VÂİZ       s.161
 Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                       10 mısra’     s.161
– Beni kürsîde görüp, va’zedecek sanmayınız                           VÂİZ KÜRSÜDE   s.161
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                       20 mısra’     s.161
Bir zamanlar yine İstanbul’a gelmiştim ben                                          İSTANBUL   s.162
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                       60 mısra’     s.162
O zaman Rusya’da hâkimdi yaman bir tazyik                                      RUSYA’DA   s.164
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                       32 mısra’     s.164
Sonra zenginlerimiz: “Haydi gidin, fen getirin”                  AVRUPA’DA TAHSÎL  s.165
 Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                       44 mısra’     s.165
İşte biz böyle didinmekte, çalışmakta iken                  TÜRKİSTAN’A HAREKET  s.167
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                        54 mısra’     s.167
Çin’de, Mançurya’da din bir görenek, başka değil        ÇİN ve MANÇURYA’DA  s.169
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                        36 mısra’     s.169
Sorunuz şimdi- Japonlar da nasıl millettir?                                        JAPONLAR    s.170
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                         36 mıra‘      s.170
Hind’i baştan başa gezmekti murâdım, lâkin                                       HİNDİSTAN   s.171
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                          62 mısra’   s.171
Haydarâbâd’a yetiştim ki, bütün Hindistan            KÀNÙN-I ESÂSΠ (ANAYASA)  s.173
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                          28 mısra’   s.173
Bahr-i umman’da henuz çakanıyormuş tekne                   İSTANBUL HULYÂSI   s.174
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                         16 mısra!’   s.174
Hasır_üsründe bu rü’yâları görmekte iken             BİR MÜSLÜMAN DÜŞMANI   s.174
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                          47 mısra’   s.174
Bir de İstanbul’a geldim ki; bütün çarşı, pazar                   İSTANBUL’A DÖNÜŞ  s.176
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                         260 mısra’  s.176
Mütefekkirlerimiz anlamıyorlar sanırım                                                     TERAKKΠ   s.184
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                          18 mısra’   s.184
Mütefekkirlerimiz dîni de hiç anlamamış                                                            DÎN     s.184
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                            40 mısra’ s.184
Şark’ı baştan başa yıllarca dolaştım, gezdim                      TERAKKÎNİN SIRRI     s.186
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                            44 mısra’ s.186
Yâ İlâhî bize tevfîkini gönder!..    Âmin!..                                                            DU     s.187
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                            16 mısra’ s.187
Ü Ç Ü N C Ü   K İ T A P
H   A   K   K   I   N      S   E   S   L   E   R   İ
İlâhî emrinin âvâre bir mahkûmudur âlem                           (Hakkın Sesleri-1)     s.192
Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün                                                         51 mısra’ s.192
Geçenler varsa İslâmın şu çiğnenmiş diyârından            (Hakkın Sesleri-2)      s.197
Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün                                                         20 mısra’ s.197
Gitme, ey yolcu, berâber oturup ağlaşalım                          (Hakkın Sesleri-3)    s.198
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                       52 mısra’  s.198
Üç beyinsiz kafanın derdine üç milyon halk                         (Hakkın Sesleri-4)    s.203
Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)                                     100 mısra’   s.203
Âtîyi karanlık görerek azmi bırakmak                                      (Hakkın Sesleri-5)    s.209
Mef,ùlü mefâîlü mefâîlü feùlün                                                                    42 mısra’  s.209
Yâ Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?                      (Hakkın Sesleri-6)   s.213
Mef,ùlü mefâîlü mefâîlü feùlün                                                                    44 mısra’  s.213
Olmaz ya.. tabîî.. biri insan, biri hayvan                                    (Hakkın Sesleri-7)  s.217
Mef,ùlü mefâîlü mefâîlü feùlün                                                                    40 mısra’  s.217
Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz                 (Hakkın Sesleri-8)  s.221
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün                                                                  40 mısra’ s.221
Bir yığın kundakçıdan yangın görenler milleti                       (Hakkın Sesleri-9)  s.225
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün                                                                    44 mısra’ s.225
Çık da bir seyret bahârın cùş-i rengârengini                        (Hakkın Sesleri-10)  s.229
Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün                                                                    40 mısra’ s.229
Yıllar geçiyor ki Yâ Muhammed                                                (Hakkın Sesleri-11)  s.231
Mef,ùlü mefâilün feùlün                                                                                 13 mısra’ s.231
Sekt-i melîh’in, “Fenn-i arùz-i şerîf(1)“e göre ta’rîfi(2)
       Sekt-i melîh’in ilmî ta’rîfine, ancak ön-bilgiler sunularak ulaşılabilir…
       Arùz vezinleri(veznleri) dâire‘lere ve dâireler de bahirlere(bahr‘lere) bölünmüştür.
Birinci dâire, “Dâire-i mü’telife”dir. Bahr-i hezec, Bahr-i recez, Bahr-i remel, Dâire-i mü’telife’ye bağlıdır.
Bahr-i hezec’in 2 şekli vardır: Birinci şekli “Bahr-i hezec-i müsemmen”, ikinci şekli “Bahr-i hezec-i müseddes”dir. Müsemmen: “sekizli”, müseddes: “altılı” demekdir. Müsemmen şekilde, beyt esâsına göre, her mısraında 4 aded olmak üzere toplam 8; müseddes şekilde ise, gene beyt esâsına göre her mısraında 3 adet olmak üzere toplam 6 kalıp parçacığı(efâil ü tefâil, tef’ile) mevcuttur.
       Arùz şiirinde esâs olan beyt’in ilk mısraındaki ilk cüz’e(kalıp parçacığına): Sadr; son cüz’e: Arùz; Sadr ile Arùz arasındaki (1 veyâ 2 aded olabilen) cüz’e Haşv denir. İkinci mısra’daki ilk cüz’e: İbtidâ; son cüz’e Darb veyâ Harb, bu 2 cüz’ arasındaki 1 veyâ 2 cüz’e de Haşv denir. “Sadr” ile “İbtidâ”ya: “Sadreyn“; “Arùz” ile “Darb”a (veyâ “Harb”e): “Darbeyn” denir(3).
      
       “Sebeb“, “Veted“, “Fâsıla” terimlerini açıklamayı; yazının sonundaki EK’e bırakıp, çeşidi 11 olan “Zihaf” üzerinde, 1-2 misâl vererek kısaca duralım.
a- tef’ile’nin 1 harfinin ıskàtı(düşürülmesi, silinmesi):
“NUN” harfinin ıskàtı: KEFF [ Mefâîlün > Mefâîlü ] MEKFÙF: Keff’e uğramış
“MİM harfinin ıskàtı: HARM [ Mefâîlün > Fâîlün = MEF,ÙLÜN ] AHREM: Harm’a uğramış..
b- tef’ile’nin 2 harfinin ıskàtı:HARB             AHREB: Harb’a uğramış
MİM ile NUN’un ıskàtı: [ Mefâîlün > Fâîlü = MEF,ÙLÜ ]
c- MEDD harfinin(uzatma harfi’nin) (harekesiz “yâ” harfinin) ıskàtı: KABZ
Mefâîlün > Mefâilün(4)  MAKBÙZ: KABZ’a uğramış
d- ŞETER: Mefâîlün‘de, “mim” ve medd(uzatma) harfi olan harekesiz “yâ” harfinin ıskàtı’dır.  EŞTER: Şeter’e uğramış.. Mefâîlün > FÂİLÜN
e- HAZF: Mefâîlün’de, cüz’ün sonundaki “hafif sebeb”in ıskâtıdır. MAHZÙF : Hazf ‘a mâruz kalmış: Mefâîlün > Mefâî= FEÙLÜN 
      
       Pek azı sunulabilen ön-bilgilerden sonra esas konuya girelim:
       Sekt-i melîh, Bahr-i hezec’dendir. Bahr-i hezec’in 2 sâlim şekli(zihaf uygulanmamış şekli) vardır.
A- Hezec-i müsemmen-i sâlim: Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün
       Konu-dışı olduğundan çeşidleri üzerinde durulmayacaktır.
B- HEZEC-İ MÜSEDDES-İ SÂLİM: MEFÂÎLÜN MEFÂÎLÜN MEFÂÎLÜN
     8 çeşidi vardır. Yalnızca Sekt-i melîh‘i ta’rîf eden şeklini inceleyelim:
HEZEC-İ MÜSEDDES-İ AHREM-İ EŞTER-İ MAHZÙF
Bu ta’rifde geçen 5 terimin açıklamaları yukarıda yapılmıştır..
Yan-yana gelince Sâlim vezin yapan 3 Tef’ile: Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
3 zihaf,ın geliştirdiği yeni vezn: Sekt-i melih:            Mef,ùlün Fâilün      Feùlün
A.H.Tarhan’ın “Sekt-i melîh” başlıklı şiiri ilk mısraı: Uçtun ey     bî vefâ      muhabbet                
                                                                                                                                                                              
EK:   SEBEB, VETED, FÂSILA TERİMLERİ 
 
(1) ALÎ -ŞÎR NEVÂÎ : Pes sâbit boldı kim Arùz fenni şerîf fendür. [ALÎ-ŞÎR NEVÂÎ “MÎZÂNU’L-EVZÂN” XVIII + 198 sahîfa  Prof. Dr. Kemal ERASLAN  Ankara 1993 s.13 ]
(2) Bu bilgiler, Prof. Dr. Kemal ERASLAN’ın, (1)de tanıtılan değerli eserinden yararlanılarak yazılmıştır.
(3) “Harb” terimi, zihaf çeşidlerinden birinin de adıdır.
(4) Müstef,ilün’e “habn” illeti ârız olmasıyla “s” harfi düşünce de “mütef,ilün = MEFÂİLÜN” meydana gelir.
                                                 Devâmı var 
 
(X)   “Yedinci Basım”da,  DİRVAS başlıklı bu şiirin “Der: Gelsinler sarâya şimdi” mısraı ve daha 4 mısraı sonuna (*) konularak dipnotta şunlar zikredilmiş: [[ Bu mısralarda vezin bozukluğu var. Eski harflerle olan nüshasında da öyle. Akif, vezin hatâsı yapmıyacağına göre,  bunlar birer tertip hatâsı olsa gerek. ]] “Tertip hâtası” sanılan arùz uygulamasının SEKT-İ MELÎH diye anıldığı öğrenilmiş olacak ki, son baskılarda bu dipnot yer almamaktadır!..                                                                 
                                                       DEVÂM EDECEK

İlgiliMakaleler:

  • İlgili Makale bulunamadı!..