Son Güncelleme: Cuma, Temmuz 21st, 2017 | Kategori: ESER TANITIMI| Etiketler:
“Türk Müziğinde Makamlar ve Seyir Özellikleri”
Nail Yavuzoğlu
İÇİNDEKİLER (Yalnızca ana-başlıklar bildirilmiştir)
GİRİŞ (11)
TÜM MAKAMLARI 12 SES ÜSTÜNDE RAST ESAS ALINARAK OTURTULDUĞU EKSENLER (29)
BOLAHENK DÜZENE GÖRE PERDE İSİMLERİ (34)
TÜRK MÜZİĞİNDE MAKAM KAVRAMI (35)
MAKAMLARIN RAST MAKAMININ DERECELERİ ÜZERİNDE ELE ALINMASI (41)
DİZİLERİN ÖNEMLİ PERDELERİNİN SEMBOLLEŞTİRİLMESİ (43)
RAST PERDESİNDE KARAR VEREN MAKAMLAR (44)
DÜGÂH PERDESİNDE KARAR VEREN MAKAMLAR (70)
SEGÂH PERDESİNDE KARAR VEREN MAKAMLAR (113)
BUSELİK PERDESİNDE KARAR VEREN MAKAMLAR (118)
ÇARGÂH PERDESİNDE KARAR VEREN MAKAMLAR (119)
YEGÂH PERDESİNDE KARAR VEREN MAKAMLAR (121)
HÜSEYNİ AŞİRAN PERDESİNDE KARAR VEREN MAKAMLAR (133)
ACEM AŞİRAN PERDESİNDE KARAR VEREN MAKAMLAR (136)
IRAK PERDESİNDE KARAR VEREN MAKAMLAR (139)
KARARA GİDERKEN GÖSTERDİĞİ ÇEŞNİ İLE YENİDEN İSİMLENDİRİLEN MAKAMLAR (149)
DİZİN (151 – 152)
Sayın Nail YAVUZOĞLU’nun “Türk Müziğinde Makamlar VE Seyir Özellikleri” başlıklı eserini; aktaracağım cümle ve paragraflarla tanıtmağa çalışacağım:
[[ Tanbur, klasik kemençe, ud, Kanun gibi enstrümanlar Türk Müziğinde Bolaheng denilen diyapazona göre sol akortta ses verirler. Yani bu enstrümanları klasik orkestrada kullanılan G Alto Flüt gibi G Tanbur, G Kemençe, G Ud, G Kanun olarak isimlendirebiliriz. GİRİŞ s.11 ]] (………..) [[Günümüzde Türk Müziği Re” – Re”” notaları arasında, makam isimlerine göre tek bir yerden yazılmaktadır. Yani Rast, Nihavend, Suzinâk, Nikriz vb. makamları Sol” notasının üstüne; Uşşak, Hicaz, Saba, Kürdi vb. makamları La” notasının üstüne yazılmaktadır. Tüm makamların yazım yeri değişmemekte, vokal icrada aynı yerden yazmak koşuluyla enstrümanlar tarafından transpoze edilerek farklı seslerden çalınmaktadır. Bu icradaki akort değişikliği ise Bolahenk sisteme göre majör ikili alttan çalındığında Süpürde, minör üçlü alttan çalındığında Müstahsen, majör üçlü alttan çalındığında Yıldız, tam dörtlü alttan çalındığında Kız neyi, tam beşli alttan çalındığında Mansur, majör altılı alttan çalındığında Şah ve minör 7’li alttan çalındığında ise Davut akort olarak isimlendirilmektedir. Ancak uygulamada bütün bu akortların içinden Bolahenk, Süpürde, Kız neyi ve Mansur akortlar kullanılmaktadır. Bu noktada bile perdeli çalgılarda bağlanılan perdeler yetersiz kalmaktadır. İcracılar zaman zaman çalacakları akorda göre tellerinin akortlarını da değiştirmektedir. (Bakınız: c.ö. 1) GİRİŞ s.12 – 13 ]] (……..)
[[ Temel dizilerin birbirleriyle olan ilişkilerinden makamlar meydana gelmektedir. Bütün bu makamlar, Rast ana dizisinin dereceleri üzerinde birbirleriyle ilişkilendirerek ele alınacaktır. Temel dizilerde olduğu gibi tüm bu makamlarda geleneksel yapı içinde bir eksen seçilmekte ve bu eksenin dışında kullanılmamaktadır. Öncelikle bu eksenleri ve Rast esas alınarak derecelendirilmesini ele alalım. TÜM MAKAMLARIN 12 SES ÜSTÜNDE RAST ESAS ALINARAK OTURTULDUĞU EKSENLER s.29 ]]
[[ Türk müziğinde makam kelimesi sadece diziyi kapsamaz. Makamın oluşabilmesi için başka unsurlara da ihtiyaç vardır. Dizi bunlardan sadece bir tanesidir ve makamın iskeletini meydana getirir. Makamın meydana gelebilmesi için, dizinin seyir ile hareket kazanması gerekmektedir. Çeşnilerin sistem içinde farklı yapılar gösterip dizilerin ortak ilişkileri ile birleşmesi, makamı ve makamın kişiliğini oluşturan kalışları yönlendirmektedir. (……..) (……) Günümüzde makamlar iki oktav içinde, Re” ile Re”” notaları arasında ele alınmıştır. TÜRK MÜZİĞİNDE MAKAM KAVRAMI S.35 ]]
____________________________________________________
(Bakınız: c.ö. 1) [[ ….. Banuvanin bu sözlerimden hoşlandı ve beni Hülâgu’ya götürdü. (…..) Benimle birlikte, sesi çok güzel olan “Sabâ” isimli bir şarkıcı kadın da vardı. Onunla berâber icrâya başladık. Ud tellerini uyuşturucu bir makâma akord edip pes seslerle tellere vurmaya başladım. (…….) SAFİYYÜDDİN ABDÜLMÜ’MİN URMEVÎ ve KİTÂBÜ’L-EDVÂRI Yrd.Doç.Dr. Mehmet Nuri UYGUN s.31 ]]
(Bakınız: c.ö. 2 ) 1979 yılında mı idi.. târîhini hatırlamıyorum… Fatih, Amcazade Medresesi’nde Pazar günleri tasavvuf mùsıkîsi meşklerimiz vardı.. Libya İstanbul Konsolosluğu’na Mevlevî Âyîn-i şerîfi için dâvetli idik.. Bir Pazar günü, Amcazâde’de, şefimiz M.Cahit ATASOY; hangi âyîn-i şerîfi okuyalım? diye sordu. “Ana dilleri Arapça olduğu için Sùznâk’i tercîh edelim” teklîfim kabul gördü. Telefonla görüşmelerimizde Salı ve Cuma günleri başka makam adlarını verdi. Cumartesi (belki de Pazar) günü konsolosluğa gittiğimizde Prof.Dr. Nevzat YALÇINTAŞ, Prof.Dr. Ayhan SONGAR, Ahmet KABAKLI’ya mülâkî olduk. Tanışma ve kısa bir sohbet yapıldı.. Lâpa lâpa kar yağıyordu.. Ahmet KABAKLI; Cenap Şehâbettin’in Elhân-ı Şitâ’sını okudu.. ATASOY, bir emr-i vâkî yaparak ve ‘ kendisi bir müzisyendir! ‘ diyerek SONGAR’ın eline bir ùd tutuşturdu. SONGAR merhùm da Neyzen Tevfik KOLAYLI’nın Nihâvend Sazsemâîsi’ni çaldı.. ATASOY, bizlere: ” Ayrıca peşrevini dinlemeğe vaktimiz yok.. Açın … sahîfadaki Nihâvend âyîn-i şerîfi’ni..” deyip, bizleri beklemeden okumağa başladı ise de, sazlarımızın bir kısmı; SONGAR’ın çalışına uygun akortlu olmadığından sustu.
(Bakınız: c.ö. 3 ) Vefâtından 1-2 yıl önce, Doç.M.Cahit ATASOY’un devlethânesinde, kadîm arkadaşları (Rüştü ERİÇ, Dr. İrfan DOĞRUSÖZ, Nail KESOVA…) toplanmış idik.. Rüştü ERİÇ; Dr. İrfan DOĞRUSÖZ’e: “2 Sesden okuyacaksınız değil mi?” diye sordu. “4 Sesden okuyacağım!” cevâbı üzerine, ERİÇ: “Ben udumu 2 ses üzerine akord etmiştim.. size 4 sesden refâkat edemeyeceğim!” dedi.
(Visited 35 times, 1 visits today)
İlgiliMakaleler:
- İlgili Makale bulunamadı!..
RSS 2.0 ile yeni eklenen yorumları takip edebilirsiniz.
Both comments and pings are currently closed.