(Yunus Emre Divanı 1972 Naci Kasım)
BEYİTLER
–Aşağıdaki beyitler (Rad.)Dr.Cahit Öney’e (bana) âittir.
-Beyitler, ilk harflerine göre alfabetik sırada sunulmuştur.
-Beyitlerin ilk harfleri üzerindeki temel harf, kullanılan arùz vezni
kalıbını bildirmektedir.
–Beyitler tasavvùfun şerîat,tarîkat,hakıykat konularındadır.
-Sünnî akàide uygun oldukları inancıyla yazılmışlardır.
-Beyitler için zarùrî açıklamalar, inceleme sonundadır.
Açıklanan beyitler, (*) ile işâretlenmiştir.
Sunduk hayır duâmızı bânîye her namâz!.. (*)
(A)
Câmi’ yapıldı GASB_edilen tarla üstüne;
Kılmaktalar namâzı bu mâbedde 5 vakit!.. (*)
(D)
“Cemâl” sıfatları gàlib “Celâl” sıfatlarına;
“Recâ“sı “Havf“ine fâik bir_âdem oldum ben!.
(E)
Cümle âlem çıkacaktır ebedî yolculuğa;
Kimi alkış ve karanfil, kimi tekbirle gider!..
(A)
Çıkmış EBÛ HANÎFE hapisden ve hastadır;
Der: GASB_edilmemiş bir_arâzîde defn edin!.. (*)
(A)
Dervîş odur ki ummaya kuldan nasîbini;
“Hakk’ın rızâsı” ma’rifet_ehlince iltifât!..
(A)
Devlet silâh bıraktı.. yenilmişti ordusu..
Farz_oldu ehl-i sünnete millî mücâdele!.. (*)
(A)
“Dünyâ ve Âhıret!” deyip_İslâma dâhil_ol!..
Makbûl duâ: Rızâ-yı İlâhî’ye nâil_ol!..
(G)
Esme ey bâd esme, ağyârın gözünden kıl nihân;
Âşık-ıı bîdâr için mâni` değildir dâmeni!.. (*)
(A)
Ey bî-namââz!.. Farzı edâ eyle beş vakit;
“Lâ takrabü’s-salâte“de son verme Âyete!..
(A)
Geldik bakın ne günlere: “Çağdaş” mı saymalı;
“Gàzî, şehit sıfatları ilkel!” diyenleri?..
(F)
Gerçi sağlamdır bizim îmânımız;
Baş duâmız: Et nasib sâlih amel!..
(G)
Hak-yolından ayrılan zâlim ve gàsıb zùlm eder;
Zùlm_ilee âbâd olanlar, âkıbet, berbâd olur!..
(F)
Hak-yolundan sapmasın âhir-zamân;
Ehl-i sünnet vel-cemâat müslümân!..
(D)
Hatırla Rabbini.. tevhîd, esâsıdır dînin;
Bırakma zikri, deyip: Lâilâhe illâllàh’..
(A)
Her beş vakitte Rabbime dâim duâ edin;
Etsin nasiiîb bizlere görmek cemâlini!..
(A)
Her türlü derde sabr ü tahammül şiârımız..
Yâ Rab, meded; şemâtet-i a’dâ yıkar bizi!..
(A)
İhlâs kazandırır sana “Hakk’ın rızâsı”nı;
Şöhret libâsı, kesret-i etbâya baş çevir!..
(A)
İlminle eyle terbiye Yârabbi bizleri;
İsyânımız; cehâletimizden gelir bizim!..
(A)
Îmânımız zayıf ve yok_iz’ânımız bizim;
Uyduk hevâ vü nefse, fakat, Cennet isteriz!..
(G)
“İstemek senden, atâ benden!” diyor mâbûdumuz;
Mustakıym_olmak, duâ etmek düşer âbidlere!..
(D)
Kasır.. nehir boyu tûbâ.. velîme.. hûrîler..
Selâmı geldi de sordum:
-O nerdedir?.. -Heme Ost!..
(A)
Körler diyârı hâkimi, şehlâ imiş meğer;
Şâir değil, garip-gurebâdan görür bizi!..
(A)
Körler diyârı sâkiniyiz.. fitne bilmeyiz..
Kim çâha düşse, bizlere, Yùsuf tanıttılar!.. (*)
(K)
“Kubbe TÜRKİYYE“de tedbîr aldı;
Gazvetü’l-Hendek için Peygamber!.. (*)
(A)
Kul hakkı zerre kalmadı uhdemde ey Gafùr;
Yalnızca borçluyum Sana.. affet günâhımı!..
(A)
“Kum Yâ eb-ii turââb!” hitâbıyle Yâ Alî;
Kalkıp da gör cehâleti, isyânı bizde sen!..
(A)
Mağlûb iken, şemâtet-i a’dâyı bekleriz;
Lâkin, giran gelir bize dostun tegàfülü!..
(A)
Mehmetçiğin, Çanakkale Harbi‘nde sözleri :
Allah rızâsı varsa, savaş, Türk’e farz_olur!.. (*)
(A)
Mîrim; bugünkü hâline aldanma, ibret al:
Gün geldi, şâh iken, niceler, çâha düştüler!..
(E)
Nefs-i emmâreye, levvâmeye uymuş gideriz;
Sence gül bahçesi gàfil bu yolun vardığı yer!..
(E)
“Nerdesin adl-i İlâhî?” diye gösterme telâş;
Rabb’in_ihmâli muhâldir, fakat_imhâl eyler!..
(G)
Pek büyüksün.. belki yıldızdan da yüksek menzilin..
N’eylesen düşmez dilimden: “Lâ uhibbu’l-âfilîn!..”
(G)
Rütbe, dünyâlık, makàm, işret, sefâhat, han-hamam..
Fark_eden yok mâsivânın kesretinden vahdeti!..
(E)
Sakın Allàh’a yönelmiş kulu ta’cîz etme;
Seni berbâd eder_Allah.. dokunur gayretine!..
(H)
Sana “Allah rızâsı” kâfîdir;
“Ma’rifet”; “iltifât”ı bekleyemez!..
(E)
Sen ki Ay’dan ve Güneş’den biliyorsun vakti;
Muhdesin tâbiisin.. biz, ezel-ii âzâliz!..
(A)
Sen müntehâsı, mebdeisin her hakıykatin;
İsmin, sıfatlarınla şekil buldu kâinât!..
(A)
Sen şâh isen de bekleme bir câha serfürù;
Minnet Hüdâ’ya, Zât-ı risâlet-penâh‘adır!..
(D)
“Silâh bırak!” dedi devlet, savaştı sünnîler;
Fedâ-yı cân ile kurtuldu Anteb, Urfa, Maraş!.. (*)
(A)
Sünnî inançlıyım, Hanefî mezhebindenim…
“Allah rızâsı” sırrı tasavvufda âşikâr!..
(A)
Sünnîlerin tasavvufu İslâma faydalı;
Teslis, Hulûl, Tenâsüh, İbâhiyye aykırı!..
(A)
Sünnî şerîat ehli tasavvùfu faydalı;
Teslis, Hulûl, Tenâsüh, İbâhiyye aykırı!..
(A)
Sünnî; “vatan savunması farz oldu!” dendi mi,
Vermez, ölür de düşmana bir tek çakıltaşı!.. (*)
(A)
Sünnî; zulüm ve zâlime baş-kaldırır diye;
Kurbânıdır ve korkusudur diktatörlerin!.. (*)
(İ)
Takdîr-i İlâhîye inandınsa eğer sen;
Ömrünce devâmın gerekir “şükr” ile “sabr“a!..
(A)
Teklif bütün hukukcu, siyâsî, bürokrata :
“Hılfu’l-fudùl“a dâvet edersem, gelir misin?.. (*)
(A)
Tutman gerek kıyâmete-dek güçlü, devleti;
Rabbim tamâma erdirir_İslâmı.. nùrunu!.. (*)
(A)
Yalnız Senin rızânı kazanmak gerek bize;
Cennet-Cehennem_üstüne yokdur hisâbımız!..
(A)
Yâ Rab şükür: Ömür boyu “İyyâkena’büdü”,
“İyyâkenestaiyn”i gönülden çıkarmadım!..
(A)
Yazdırmamışsa deftere âmâl-i sâliha;
Bekler kabirde mahşeri mahrûm-i Fâtiha!..
(A)
Yıllar, görür hesâbını.. sen zahmet_eyleme;
Kâfî gelir asâsını kurdun kemirmesi!..
(K)
Yüzde 99’uz mâdemki;
Müslümân ülkesidir Türkiyemiz!!..
(İ)
Zâlimlere kul, Âdem-i sânî‘ye oğuldu;
VAKT erdiği gün, bir dağın_üstünde boğuldu!..
(A)
Zannetme rütbe, akçe ve şöhret libâsıdır;
Mü’minlerin gözettiği, Hakk’ın rızâsıdır!..
(A) Mef’ùlü fâilâtü mefâîlü fâilün
(B) Mefâîlün mefâîlün mefâîlün
(C) Müfteilün müfteilün müfteilün müfteilün
(D) Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)
(E) Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)
(F) Fâilâtün fâilâtün fâilün
(G) Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün
(H) Feilâtün(Fâilâtün) mefâilün feilün(fa’lün)
(İ) Mef’ùlü mefâîlü mefâîlü feùlün
(K) Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilün(fa’lün)
Yukarıdaki mensùr ve manzùm düşünce ve tahassüsler şunu ifâde etmektedir:
Tasavvùf ehli; Cennet-Cehennem üstüne hesap yapmaz! :
Tasavvùf ehli; “kasır, nehir, tûbâ, velîme, hùrîler” gibi ni’metleri için değil; Cemâlûllàhı görmek imkân ve saâdetine kavuşacağı için Cenneti arzù eder. Tasavvùf ehli; azab çekeceği, yanacağı için değil; Cemâlûllàhı görmekten mahrùm kalacağı için Cehennemlik olmak istemez..
Bu görüşler, Mezâhib-i erbaa’ya bağlı (sünnî) mutasavvıflara âittir!..
[[ Râbia (Öl. Basra 185/804) Tasavvûf tarihinin en büyük kadın şahsiyeti Râbiatü’l-Adeviyye’dir. (…) Râbia şöyle diyor: “Rabbim, eğer cehennemden korktuğum için sana tapıyorsam beni oraya at! Yok eğer cennete girmek için ibâdet ediyorsam bana onu da haram kıl. Fakat sâdece ve sâdece senin için kulluk yapıyorsam ebedî güzelliğini temâşâ etmeyi bana nasîb et.” “Tasavvuf ve Tarikatlar” Doç.Dr.Mustafa KARA İletişim Yayınları s.15 (Tarihsiz)]]
[ Şamil İSLAM ansiklodesisi Cilt:7 sahîfe 186’dan: Mülhime mertebesinde (…) salik (…) kalbinden Allah dışındaki tüm varlıkları çıkarır ve Allàh’ın rızâsına yönelir; kalbinde aşk ateşi yanmaya başlar, âhiret mükâfâtları gözünde değerini yitirir. “Seyr-ü Süluk maddesi.. Ahmed ÖZALP” ]