Etiket: havadis

• Cuma, Temmuz 21st, 2017
En önemlisi Safiyyüddin Abdülmü’min Urmevî olmak üzere kadîm mùsıkî âlimlerimiz perde sayısını 17 olarak bildirmiÅŸlerse de (X) ; gerçeÄŸi, yâni perde sayısının 24 olduÄŸunu gizli tutmuÅŸlar ve talebelerine yemin ettirerek öÄŸretmiÅŸlerdir. Bunun delîli, aÅŸağıda verilmiÅŸtir. Perde sayısının 24 olduÄŸunun belgeleri:

Belge 1 :

     Seydî (H.910 – M.1504/1505) “ El-Matla’ ” isimli kitabı(xx) varak 38b, 39a’da aynen ÅŸöyle demektedir: [[ Bir düzen dahî vardır yirmidört perdedir. Bunun gibi düzene düzen-i muhâlif derler. Bu düzende mecmù-i makàmat ve âvâzeler ve ÅŸu’beler bitemâmihî bulunur. Tatvîl-i kelâmdan ve riâyet-i edebden ötürü zikrolunmadı. İşbu esrâr-ı hafiyyedendir ammâ, ÅŸ’ol düzenler kim yukaru zikrolundu, bu düzen onlardan ihrâc olunur. EÄŸer aklın yâri kılursa fehm idesin kim bu matârih-i ezkiyâdır. Bu düzeni ifÅŸâ etmemeklik üstâzlardan vasıyyetdür; anın çün zikretmedik. ]]

             NOT: Seydî’nin kullandığı “düzen-i muhâlif” tamlamasında geçen “muhâlif” kelimesi/sıfatı, bir ilmî terimdir ve Seydî çağındaki ta’rîfi geçerlidir.

“Muhâlif” kelimesini ve “düzen-i muhâlif “ deyimini ilk defa Mart 1991 tarihli 432 numaralı Musiki Mecmuası 10uncu sayfası 2nci sütùnunda açıklamıştım.

Günümüzde: “Havanın muhâlefeti” denince havanın elveriÅŸsizliÄŸi, kötülüÄŸü akla gelir. Seydî’nin yaÅŸadığı 16ncı yüzyılda ve günümüzde ise İslâmî bir terimdir: Muhâlefetü’n li’l-havâdis deyimi, Akàid ve Kelâm kitaplarında ÅŸöyle açıklanmıştır: Buradaki muhâlefet kelimesi “eÅŸsiz, benzersiz” ve havâdis ise “sonradan vâr edilenler” ÅŸeklinde açıklanmakta ve Cenâbı Hakk için kullanılan bu tenzîhî sıfata “sonradan olanlara benzememek, eÅŸsiz, benzersiz” mânâsı verilmektedir. Muhâlefetü’n li’l-havâdis, Cenâbı Hakk’ın tenzîhî sıfatlarındandır. (DiÄŸerleri Kıdem, Bekà, Kıyâm-ı bi-nefsihî, Vahdâniyet’dir.) Muhâlif Iràk, Muhâlif Rast, Muhâlif UÅŸÅŸàk makamlarını, “muhâlif”in günümüzdeki meteoroloji terimine göre anlarsak Kusurlu Iràk, Hatâlı Rast, Aykırı UÅŸÅŸàk makàmı diye anlamamız gerekir ve yanlış yapmış oluruz.                                        

Belge 2 :

     Muînî’nin M.1436’da yazılmış Mesnevî-i Murâdiyye’sindeki(xxx) “ney” redifli ÅŸiirinden: 

                   Perdee yigirmidörd ü makàm onikii ola

                   Birlik nidâsın itse Dügâh içre vây-ı ney

 

Belge 3 :

              Perde sayısının 24 olduÄŸunu ilk defa bildirme ÅŸerefi Hz.Mevlânâ’ya âittir.

     Hazret-i Mevlânâ’nın Mesnevîsi’nden(ıv) bir beyit :

                    Vâây k’ez âvâz-ı in bist uu çehâr

                 Kâârvan bügzeÅŸt u bîgeh ÅŸüd nehâr

Meâli: Yazık ki 24 âvâz ile uÄŸraşırken ömür kervânı göçtü. 

 

Belge 4:

     Latîfî tezkiresi”nden(v) :

  [[ Åžemsî Hisarlı

     – Allah rahmet eylesin –

    Bu da Kastamonu’dan, adı geçen ÅŸehrin Hisârındandır. Câmide görevli na’t okuyucusu idi. PâdiÅŸâhımız mutluluk ve baht ile taht’a çıktıkları sırada öldü. Bu da mùsıkî ilminin ustası ve eÅŸsiz bestecisi idi. Oniki makàmı oniki burca, yedi âvâzeyi yedi yıldıza, dört ÅŸùbeyi dört unsura, yirmidört perdeyi yirmidört saate bölüp hoÅŸlanılan ve meclisleri dolduran pekçok beste yapmıştı. ]]

 

Bu 4 belgeyi/delîli mùsıkî âlemine tanıtıp tartışma mevzùu etme ÅŸerefi bana nasîb olmuÅŸtur.

 

 

(x) Muhterem müzikolog, târîh âlimi Yılmaz Öztuna; TRT TV-2’de  8.10.1986 günü baÅŸlayan seri konuÅŸmalarından ilkinde, özetle ÅŸu hususları belirtmiÅŸtir:

[[ … Safiyyüddîn’e göre 1 sekizlide 25 perde, 24 aralık mevcuttur. (Dikacem gibi bâzı perdeleri ihmâl edip 21 perde ile yetinmek mümkündür.) ….. Türk mùsıkîsinde ilk âlim Safiyyüddîn Urmevî’dir. (Åžerefiye, Kitâbül Edvâr) …..  Bize kalan ilk eserler (notalarıyla gelenler) Nevruz Beste ile, Sultan Veled’e âit olduÄŸu kuvvetle muhtemel 3 bestedir. ….. Mùsıkî târîhi canlı eserlere, notalara dayanılarak yazılabilir. …..  “Fârâbî’den kaldı!” denen eserler onun deÄŸildir; o devirde ne o makamlar vardı, ne o usûller. Zâten Fârâbî Türk mùsıkîsinden deÄŸil, Yunan mùsıkîsinden bahseder. … Türk mùsıkîsi xıı. asırda Anadolu’ya gelmiÅŸtir. ….. Yunan te’sîri, hiç yok denecek kadar azdır. Bil’akis Türk mùsıkîsi Bizans mùsıkîsine te’sîr etmiÅŸtir. (Nevâ makàmı vesâire gibi iktibaslar..) ….. Bütün kültürler, birbiriyle iliÅŸkilidir. Kapalı kültürler ilkeldir. ….. Bütün klasik mùsıkîler halk mùsıkîsinden doÄŸmuÅŸtur. ….. Abdülkàdir Merâgî; Türk halk mùsıkîsi ile klasik mùsıkîsinin benzerliÄŸi üzerinde durmuÅŸtur. Kendisine âit olduÄŸu kuvvetle muhtemel 35 kadar eser zamânımıza kalmıştır.  …..  II.Murâd ile baÅŸlayan “Osmanlı kültür hareketi” içinde mùsıkîmiz de vardır.  ….. Türkistân ile Osmanlı arasında mùsıkî münâsebetleri pek fazla olmuÅŸtur.  Golam Åžâdî büyük bestekârdır. ]] NOT: Bu konuÅŸma içinde, ıı.Beyazıd’ın Nevâ PeÅŸrevi ilk defa seslendirilmiÅŸtir. Yılmaz Öztuna’nın, 13.09.1988 târihli TERCÜMAN’da neÅŸredilen “Türkiye’de Musiki” baÅŸlıklı yazısından: [[ Ansiklopedilere, san’at ve musiki tarihlerine geçen ölümsüz musiki, klasik musikidir. ….. Arabesk denen tür, adına raÄŸmen Arap’tan gelmiyor. Hind musikisinin çok ağırlıklı olduÄŸu hiçbir müzikologun kulağından kaçmaz.  ….. Devlet daima gerçek sanatı himaye eder.  …..  Dünyanın hiçbir konservatuarında piyasa musikisi öÄŸretilmez.]]    Yılmaz Öztuna’nın, 18.01.1989 tarihli TERCÜMAN’da neÅŸredilen yazısından: [[ ….. Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’nın kurulmasını siyasî iktidara ben kabul ettirdim. Zaten Sadettin Arel’in bizlere telkini, direktifi ve vasiyeti idi. Ancak fiilî kurucu Berker’dir. O olmasa kurulamaz, bugünki ÅŸekline gelemez, orta ve yüksek öÄŸretimde Türk Musikisi öÄŸretimi oluÅŸmazdı.  …..  Berker bana çok kızacaktır, ancak belirtmek istiyorum, bu kuruluÅŸ için kendisi, serveti müsait olduÄŸundan, cebinden milyarlar harcadı. ….. ]]

Muhterem müzikolog ve tarihci Yılmaz Öztuna, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları: 916, Türk Büyükleri Dizisi: 83 numaralı ve 1988 tarihli,  ABDÜLKAADİR MERÂGÎ baÅŸlıklı eseri 52. sahîfasında: [[ Safiyyüddîn bize, önce Türk Musikisi dizisini hediye etmiÅŸtir. Bugün kullandığımız bir sekizli’de 24 aralık (veya 25 perde) sisteminin esası. Bu dizi, Safiyyüddîn’den önce görülmez. Onun icadı deÄŸilse de, onun sistemleÅŸtirdiÄŸi dizidir. Gerçi 25 perde eksiktir. Fakat bugünkü sistem, tamamiyle ortaya çıkıyor. Bu dizi, bütün Türk Musikisi’nin esasıdır. Ve hârikulâde bir dizidir. Tabiatın verdiÄŸi seslerin en güzel dizisidir. Nitekim Safiyyüddîn’in dizisi hakkında büyük İngiliz müzikolog ve bestekârı Sir Hubert Parry (1) ÅŸöyle diyor: “Safiyyüddîn’in dizisi, tahayyül edilmeyecek derecede en mükemmel musiki dizisidir. ]]      

Muhterem müzikolog Prof. Yalçın TURA, Pan Yayıncılık Kasım 1988 baskı tarihli, TÜRK MÛSIKÎSİNİN MES’ELELERİ baÅŸlıklı kitabı 182. sahîfasında, VII- Tarihi Bilgi baÅŸlığı altında ÅŸunları kaydetmiÅŸtir: [[ Türk Mûsıkîsi Ses Sisteminde, bir sekizli içinde on yedi aralık ve ilk sesin sekizlisiyle birlikte on sekiz perde bulunduÄŸunu görmüÅŸtük.

Bu sistemin ne zamandan beri kullanıldığı kesinlikle bilinmemektedir. Sistem, elimizdeki bilgilere göre, yazılı olarak, ilk defa Safîü’d-dîn Abdülmü’min (Hicrî: 629-693; Milâdî: 1230-1294) tarafından ifâde edilmiÅŸtir; fakat ondan çok önce kullanıldığı (22) ve çok geniÅŸ bir sahaya yayıldığı muhakkaktır. Ssfîü’d-dîn, “Kitâbü’l-Edvâr” ında, (23) sistemin seslerini ve bu seslerin elde ediliÅŸini, aralarındaki nisbetleri belirtmiÅŸ, ondan sonra gelen nazariyatçılar da bu nisbetleri aynen kitaplarına almışlardır. ]]

Muhterem müzikolog  Murat Bardakçı, Pan Yayıncılık Aralık 1986 baskı tarihli, MARAGALI ABDÜLKADİR baÅŸlıklı kitabı 138/139. sayfasında, Abdülkadir’in Kitapları baÅŸlığı altında ÅŸunları kaydetmiÅŸtir: [[ Maragalı Abdülkadir, muhteviyat açısından  genelde birbirine benzeyen altı adet musiki kitabı yazmıştır.  “Bunlar tam manasıyla müstakil eserler olmayıp, biri diÄŸerinin kısmen hülâsası veya deÄŸiÅŸik tertibdeki ÅŸeklidir 140

Kitaplar incelendiÄŸinde, bunların birbirlerini tamamladığı ve bir kitapta tümü ifade edilmemiÅŸ konuların, ötekinde açıklandığı görülür. Mesela Makasıd’ul-Elhan’da Safiyyuddin’in bir oktavda 18 ses oluÅŸturma metodunu anlatan Abdülkadir, bunun dışında ve daha geliÅŸmiÅŸ bir sistem olduÄŸunu söyler, bahsettiÄŸi sistemi Câmi’ul-Elhan’da anlatır. ( ….. ) ]]         

    

(xx) “ El-Matla’” Topkapı Sarayı Kütüphanesi III Ahmed Bölümü 3459 nu.da kayıtlıdır.

(xxx) “Mesnevî-i Murâdiyye”  (Prof.Dr.) Kemal YAVUZ’un 1976’da hazırladığı doktoratezi… Beyazıt Devlet Kütüphanesi 200386 894.35-1 de kayıtlı… A-4’le teksir…

 (ıv) Tâhiru’l-mevlevî’nin 1966 baskı tarihli Åžerh-i Mesnevî” 4üncü cildinde 2196 numaralı beyit…

(v) “Latîfî Tezkiresi” Doç.Dr.Mustafa İSEN  (Kültür Bakanlığı 100 Temel Eser      1990) s.440        (Kànùnî Sultan Süleymân 1520 yılında taht’a çıkmıştır.)    (Tezkire 1546’da yazılmıştır.)

 

TÜRK MÙSIKÎSİ SİSTEMİ İLE İLGİLİ BEYANLAR, ARAÅžTIRMALAR (17.03.2008)

       Türk mùsıkîsi sistemi ile ilgili yapılan yapılagelmiÅŸ ve yapılmakta olan, yapılacak olan araÅŸtırmaları ve beyanları 2 bölüme ayırmak gerekir.

A-    Safiyyuddîn Urmevî’den 16ncı yüzyıl sonuna kadarki teorisyenlerimiz ve o çağın genel kültürüne sâhip ilim ve san’at adamları , Türk mùsıkîsi sisteminde -1 oktav içindeki- perde sayısı ve aralıklar hakkında bizlere ne gibi bilgiler aktarmışlardır?.. Günümüzde ve gelecekte icrâ edilen, edilecek olan mùsıkî eserlerine geleneksel, klâsik tarzda diyebilmemiz için; sistem konusunda bize aktarılan bilgilere sâhip çıkmamız, riâyet etmemiz gerekmektedir.  Hz.Mevlânâ, Seydî, Muînî, Lâtîfî tarafından verilen bilgiler ilk defâ tarafından tartışmaÄŸa sunulmuÅŸtur ve yukarıda özetlenmiÅŸtır.     Kütüphânelerimizdeki ve yurtdışındaki yazma eserler dilimize çevrildiÄŸinde bilinenlere yenilerinin ekleneceÄŸini sanırım.

 

    B- Safiyyuddîn Urmevî’den 16ncı yüzyıl sonuna kadarki teorisyenlerimiz ve o çağın genel kültürüne sâhip ilim ve san’at adamlarının, Türk mùsıkîsi sisteminde 1 oktav aralıkdaki perde sayısı hakkında bizlere aktardıkları bilgileri yetersiz bularak; günümüzde icrâcılarımızın, tanbùr gibi sâbit perdeli ensrtüman kullanan sâzendelerimizin, kendi zevklerine göre kullandıkları perdeleri, aralıkları ileri sürmeleri.. Bu çalışmalar, isim bildirmek gerekirse, yurdumuzda Ekrem Karadeniz, Kemal İlerici, Yalçın Tura tarafından baÅŸlatılmıştır ve devâm etmektedir. Birbirinden farklı görüÅŸleri olan, yalnızca geleneksel 24 sayısını redd konusunda birleÅŸen bu araÅŸtırmacıların ortaya koyduÄŸu sistemlere (Geleneksel Türk mùsikîsi sistemi) denemez ve (Karadeniz sistemi), (İlerici sistemi), (Tura sistemi).. diye anılmaları gerekir.

Biz Türklerin İslâmdan önceki müziÄŸi pentatonik idi… 5 sesli müziÄŸin 24 sesli bir sisteme geçmesinin sebebi ne idi?.. Bu konuyu bu web-site’mde etraflıca inceledim. Genç araÅŸtırmacılarımızın, deÄŸerlerimizin bu konuyu da araÅŸtırmaÄŸa deÄŸer bulmalarını dilerim. 

İlgiliMakaleler: