Sahîfa 2
Güncelleme: 09 EKİM 2011
    TÜRK DİLİ ve TÜRK KÜLTÜRÜ
   “Türk Kültürü” bir saray, “Türk Dili” bu sarayın cümle kapısıdır. (03.12.2010)
      Folklorumuzdan mîmârîmize, hatt san’atlarımıza, çinilerimize, mezar taÅŸlarımıza, klâsik edebiyatımıza, klâsik mùsıkîmize.. geniÅŸ bir alanı kaplayan kültür varlıklarımızın toplamı muhteÅŸem bir saray ise, dilimiz bu sarayın cümle kapısıdır. Türk kültürünü bütünüyle öğretmek için yüzlerce “anabilim dalı” gerekir ki aynı çatı altında bu bigilerin tümünü vermek imkânsızdır. Bununla berâber; her Türk münevveri bu bilimlerden bâzılarının bir kısmını, bâzılarının az sayıda özel terimini, bâzılarının ise -ma’al,esef- sâdece isimlerini öğrenmek durumundadır. Fakaaat.. Her Türk münevveri, Türk dili’ni İYÄ° DERECEDE bilmek mecbùriyetindedir. Türk dilini öğretme görev ve çalışması çeÅŸitli kurumların mes’ùliyetinde olmakla beraber; alfabemiz harflerinde çeÅŸitli işâretler kabûl ve îlân ederek dilimizin doÄŸru telâffuzunu saÄŸlamak yalnızca Türk Dil Kurumu‘nun vazîfesidir.! Bilgisayar klavyemizde bulunan; Fransızlarca hepsi kullanılan aksan grav, aksan sirkonfleks, aksan tegü, apostrof,  işâretlerinden yararlanmadan kelimelerimizin telâffuzunu öğretmek imkânsızdır ve bu konuda örnekler aÅŸağıda sunulmuÅŸtur.   Türk Dil Kurumu‘nun önemli vazîfeLERinden birisi de; kelimeleri kitle hâlinde deÄŸiÅŸtirmemektir; hiç olmazsa, 1935 – 1945 yıllarında çıkmış gazete ve kitaplardaki, kà nunlarımızdaki kelimeleri tasfiye etmemelidir. Yeni kelimeler uydurmayı(bu kelime uydurma deyimini, deÄŸerli bir âlimimizin yukarıda özetini verdiÄŸim konferansından aldım) kitlevî dil-kırım hâlinde mütemâdiyen ve büyük bir sür’atle devâm ettirmek sosyo-kültürel zararlar verdiÄŸi gibi, dili lâbil hale getirerek  “ bir ilim olma özelliÄŸinin kalıp kalmadığı ” “  tartışmasına da yol açar.
Â
  Okuyucularımın; “Türk dilini  her münevverimizin Ä°YÄ° DERECEDE bilmesine ne lüzum var?” ÅŸeklinde muhtemel bir sorusuna bir alıntı ile cevap veriyorum:
Â
            NOKTA isimli derginin sayı:14  28.05/03.06 1984  “Okur sayfaları”ndan:
      [[ Derginizin 10.cu sayısı 44. sayfasındaki “biliyorsunuz ben inÅŸaat mühendisiyim” baÅŸlıklı söyleÅŸide iki cümle dikkatimi çekti. Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem TaşçıoÄŸlu. “…Termal suyundaki kükürt binayı maili müdam (yıkılması zorunlu) hale sokmuÅŸtur.” diyorlar. Eskilerin kullandığı “mail-i inhidam” hedim yıkım kelimesinin türevi olan inhidam, yani tamlama ile “yıkılmaya yüz tutmuÅŸ” deyimi vardır. Ancak “maili müdam” sözcüğünü Kültür Bakanından duyarak öğrenmiÅŸ oldum.   Ayrıca, sayın bakanımız: “Yapılacak her projede esas müellif sahibi olan Sedat Hakkı Hocaya danışılmasını şart koÅŸtum” demektedir. Müellif, telif hakkı sahibi, müellif sahibi demek ise ortaokul öğrencileri için dahi affedilmeyecek hatadır. Öz dilimiz varken, Osmanlıcada direnmek neden?  Madem ısrarlısınız , hiç olmazsa doÄŸru konuÅŸun, yazın. Umarım, yanlışlar Kültür Bakanımızdan deÄŸil, dizgiden kaynaklanmıştır.  R.N.S.   Ankara ]]
Sayın okuyucu R.N.S.’nin “Öz dilimiz varken, Osmanlıcada direnmek neden?” sözüne/tenkîdine katılmıyorum: “mâil-i inhidâm” deyimi, bir inşâat mühendisi için mesleÄŸine âit bir “terim”dir; hele 1926 doÄŸum târihli ise ve kendisine unutkanlık ârız olmamışsa  her inşâat mühendisi bilir/bilmelidir. Günümüzde bile, “mühimmât” kelimesi/terimi kadar olmasa da hayâtiyetini muhâfaza etmektedir.
“Kültür ve Turizm Bakanlığı”nı 2’ye bölmeÄŸe hiçbir SAÄž iktidâr muktedîr olamamıştır!?.. Adını koymak çok zordur: “Kültür Bakanlığı” pek yalın kalır ve “hangi kültürün bakanlığı?” sorusuna muhâtab olur; “Millî Kültür Bakanlığı”, “Ulusal Kültür Bakanlığı”, “ÇaÄŸdaÅŸ Kültür Bakanlığı”.. hepsi de muhâtaralı… Bana göre; “Millî EÄŸitim ve Kültür Bakanlığı” en muvâfığıdır!.. NOT: Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2’ye bölünemeyeceÄŸi, 09 Haziran 2011 günü tescîl olunmuÅŸtur.
     İktidar, kavga-gürültüyle edilmiş meşgul;
    Solcular yön veriyor milletimin kültürüne!..
              VEZÄ°N:Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)
               ………………………………………………………………………………………………………………………..
        “Milletin kültürü?..” “taklid” sanıyorlar Batı’yı..
       YerleÅŸir aslını inkâr ile “çaÄŸdaÅŸ” kültür!..
                     VEZÄ°N: Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)
            …………………………………………………………………………………………. Â
        Milletin bozma özelliklerini..
        Batı’nın kültürü kalsın Batı’da!..
            VEZÄ°N: Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilün(fa’lün)
         Millet yabancı, aslını inkâr edenlere..
        “ÇaÄŸdaÅŸ” deÄŸil de “SOYLU” olan kültür_isteriz!..
                     VEZİN: Mef,ùlü fâilâtü mefâîlü fâilün
       ………………………………………………………………………………………………….
29 Temmuz 2011 eki: BU HUSUSTA !
            Türkiye’de 19 BATI müziÄŸi konservatuarına karşılık 1’i mühmel 3 TÃœRK musikisi devlet konservatuarı bulunuÅŸuna; 35 yıldır DEVLET MERKEZÄ°MÄ°ZDE TÃœRK musikisi devlet konservatuarı açılAmaz olmasına; YÖK’ün, TÃœRK musikisi devlet konservatuarında “yüksek lisans”dan sonra uzmanlık eÄŸitimine devamla sınavda baÅŸarı kazananlara  “doktora” yerine “sanatta yeterlik” ve “doktor” yerine “sanatçı” ünvan ve kadroları vermesi hatâsını düzeltmemesine; TÃœRK musikisi devlet konservatuarı mezunlarının ve hattâ hocalarının “Ä°lköğretim okullarında öğretmenlik” yapabilmeleri hakları ellerinden alınmış olmasına.. karşılık  “Trabzon’a opera” düşünülmesi :    Â
      Â
 Kahretmede “idhâl malı kültür” bizi, usta!..
 Tedbîrini anlat!.. Ne diyorsun bu hususta!..
       ……10 Temmuz 2011 …… VEZÄ°N: Mef,ùlü mefâîlü mefâîlü feùlüm ……………………
 Ukbâya gitti.. Ondan eser Tayyip Erdoğan..
 88 yaşındaki merhùme Tenzile!..
 07 EKÄ°M 2011 Cuma 10 Zilkà de 1432 Cuma VEZÄ°N: Mef,ùlü fâilâtü mefâîü fâilün  Â
      Â
       ArÅŸ’ı ta’cîz edecek âh u ÅŸikâyet birgün;                                                                                                                                                                  Â
        Olma nevmîd.. okuyanlar çıkar_elbet birgün…
                   VEZÄ°N: Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)
            ……………………………………………………………………………………………………… Â
      Yılmaz, Titiz, Talay, KarakaÅŸ, Cem, Güner, Günay…
     Teslîm edildi çağdaşa Kültür Bakanlığı!..
   ….. Mesut Yılmaz , M.Tınaz Titiz, M. Ä°stemihan Talay, Ercan KarakaÅŸ, İsmail Cem, A.Oktay Güner, ErtuÄŸrul Günay
             ………. VEZÄ°N: Mef,ùlü fâilâtü mefâîlü fâilün ………………………………………..
        8 Temmuz 2011 Ek’idir:
MİLLÎ/SOYLU KÜLTÜRÜM içinde MİLLÎ/SOYLU MÙSIKÎMİZ ilk sırada yer alır!..
      Yahyâ Kemâl BEYATLI merhùm; “Klasik musikimiz”, “Türk san’at musikimiz” demez de; bu kelime ve sıfatların tahrîf edileceÄŸini düşünerek -ki haklı çıkmış ve “ÇaÄŸdaÅŸ Türk müziÄŸi”, “ÇaÄŸdaÅŸ Türk sanat müziÄŸi” gibi muharref, zihin karıştırıcı türlere TRT; 30.6.1966, 10.5.1974, 19.9.1974 târihli Resmî Gazetelerde Yönetmelikler çıkararak resmiyet vermiÅŸtir- ÅŸiirlerinde “BÄ°ZÄ°M ÖZ MUSÄ°KÄ°MÄ°Z”, “ESKÄ° MUSÄ°KÄ°MÄ°Z” der.
     Yahyâ Kemâl BEYATLI merhùmun “Eski Musikimiz” baÅŸlıklı ÅŸiirinden:
                 Â
                Çok_insan_anlayamaz eski mùsıkîmizden;
                 Ve ondan_anlamayan, birşey_anlamaz bizden!..
                       VEZNÄ°: Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)
 Â
      Evet.. bizim ÖZ MUSİKİMİZ, ESKİ/SOYLU MUSİKİNİZ 2 önemli özelliği gelecek nesillere taşır:
1) Doğuşta kulağımıza okunan ezan ve annemizin ninnilerindeki 24 perdeli ezgilerin, hayâtımız boyunca her çeşit duygumuzu ifâdede yeterliliği..
2) ESKÄ°/SOYLU ÅŸiirimiz güfteleriyle kelime envanterimizin -Türk Dil Kurumu’nun tasfiye çabalarına raÄŸmen- hayâtiyetini, telâffuzu ve müzikalitesini taşıması ve koruması..
      Mehmed Âkif merhùm da; “Åžerîf Muhyiddîn’e” baÅŸlıklı ÅŸiirinde:
             Melez, soysuz, ÅŸerefsiz parçalardan baÅŸka ÅŸey yok hîç…
           Ne düşkün zevk-i millî.. besteler piç, şâheserler piç!..
demekde; “SOYLU MÙSIKÃŽ” ve “ZEVK-i MÄ°LLÃŽ” hususlarına işâret etmektedir.
      70 yıldır; T.B.M.M.’nde bu hususları derd edinen bir muhtereme tesâdüf etmedim…
             Maal’esef bulamazsın bizim hükûmetde…
         Nedense yok BİZİM_ÖZ MÙSIKÎMİZin bileni!..
                               VEZÄ°N: Mefâilün feilâtün mefâilün feilün(fa’lün)
Yârabbi; et muhâfaza öz mùsıkîmiz‘i;
Meclûûb kılma Türkleri âsâr-ı mürre’ye!..
 …. Vezni: Mef,ùlü fâilâtü mefâîlü fâilün  27 Temmuz 2011 ….
NOT: “Mürre” kelimesinin çeÅŸitli karşılıklarını T.D.K.nun 122.423 kelimeli, 2761 sahîfalı Yeni lugatında bulamazsanız, GOOGLE’dan [ mürre zenbur menakib ] yazıp tıklayarak öğrenebilirsiniz. [ Menâkib; Ä°blis’in; 9 yerde: sokakta, evde, ibâdet esnâsında, yüksek mevkide görev yaparken/çalışırken.. 9 kötü yola saptırmakla görevli 9 konuyu bilen yardımcılarını (kumandanı olduÄŸunu) bildirir. Örnek olarak: 1- Zenbùr: Sokakta görevlidir ve insanı kötülüğe yöneltir: (Tâciz, gasb..), 5- Mürre: Ä°blis’in, çalgılarda görevlileri: müzisyenleri etik olmayan yollara sevk eder: (Ä°ntihâl, tahrîfât, yakışıksız sözleri veya âyet-i kerîmeleri bestelemek/icrâ etmek..) Mecâz-ı mürsel kullanılmıştır.
[ Ä°blis’in Kumandaları 9’dur: 1- Zenbur: Sokakdaki görevli, 2- Tin: Musîbetlerde görevli, 3- A’van: Sultanlarda görevli, 4- Hefaf: İçkilerde görevli, 5- Mürre: Çalgılarda görevli, 6- Kavs: Mecùsîlerde görevli, 7- Mesut: Yalan yaymada görevli, 8- Dâsim: Evlerde görevli, 9- Levehan: Ä°bâdetlerde görevli ]
Menâkıb’da geçenleri tam anlayabilmek için, web site’min [ TÃœRK MUSÄ°KÄ°SÄ°>Perde sayısına deliller> mecâz-ı mürsel ] açıklamasına mürâcaât faydalıdır. 29 TEMMUZ 2011   Â
10 Temmuz 2011 EK’i:
      TRT’nin; “Türk sanat müziÄŸi” varken, 1950’li yıllarda “Modern Türk  müziÄŸi” diye anılan aranjmanlara saldırgan bir isim takarak “ÇaÄŸdaÅŸ Türk müziÄŸi” dediÄŸini; soylu mùsıkîmize “kongrelerde bile ÇaÄŸdışı diyerek saldırtdığını”, bu web-site’min TÃœRK MUSÄ°KÄ°SÄ° bölümünde anlatmıştım. TRT’nin; SOYLU mùsikîmizi Türkiye’de Türklere; yâni Türke, Kürde, Lâza, Çerkeze.. unutturmak için 1974’e kadar çıkardığı 3 Yönetmelikden bahsettim; daha sonlaları da Yönetmelik çıkarıp çıkarmadığını bilmiyorum. Türkiye’de; Kà nun çıkaracak gücü olmayanların Yönetmeliklerle, ve hattâ yazılı emirlerle(fermanlarla) hükmettiklerini ve hâlen de hükümrân olduklarını biliyoruz. 19 TEMMUZ 2011 EK’i evet.. TRT, 30.6.1966, 10.5.1974, 19.9.1974 târhli Resmî Gazete’lerde Yönetmelikler çıkararak “Türk müziÄŸi” ve “Türk Sanat MüziÄŸi” türlerine karşı; intihâl/anonim eseri gasb veyâ temellük yoluyla ele alınan tek sesli Türk halk müziÄŸi ezgilerini, 12 sesli batı notasıyla tahrîfen tesbit edip, karakalem levhayı suluboya ile renklendirir gibi, vandalizmi andırır ÅŸekilde çok sesli hale getiren ve 1955li yıllarda “Modern Türk müziÄŸi” denilen bu hibrid türlere “ÇaÄŸdaÅŸ Türk müziÄŸi”, “ÇaÄŸdaÅŸ Türk sanat müziÄŸi” adlarıyla resmiyet bahÅŸetmiÅŸ; repertuarlarını geniÅŸletmek için “sipâriÅŸ verme“, “yarışmalar açma” yollarıyla, bestekâr yerine “baÄŸdar” denilen kiÅŸilere paralar ödemekle kalmayarak, teÅŸkilâtta bunlara müdürlükler ve hattâ “Küğ Danışmanlığı” gibi kadrolar ihdâs ederken “Türk müziÄŸi”, “Türk sanat müziÄŸi” için “müdürlük” yerine “ÅŸeflik”le yetinmiÅŸ; bu yeni yetiÅŸmelere programlarda daha deÄŸerli saatler.. ayırmıştır. Özet olarak yazdıklarımın delilleri, bu site’nin [Türk musikisi > TRT..] bölümündedir.
         Kültür ve mùsıkîmize şirk koşmak istiyor?..
       Makbùlü sence hangisi?.. ÇAĞDAŞ mı? SOYLU mu?
                               VEZÄ°N: Mef,ùlü fâilâtü mefâîlü fâilün     Â
  Â
      Kültür (ve Turizm) Bakanlığı’na gelince:
Ä°nternet’den “Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü“nü tık’layınız.. Devletimizin, milletimizden alınan vergilerle hangi sanatları desteklediÄŸini, eÄŸer bir münevver iseniz hangi millî, SOYLU san’atlarımızı desteklemediÄŸini öğrenmiÅŸ olacaksınız!.. Ben, yalnızca “Çoksesli Çocuk Koroları”na hayâtiyet tanındığına işâret edeceÄŸim!. Bu sebeple devletimiz Türk -SOYLU- musikisi çocuk koroları’na destek saÄŸlamaz.. TRT de onlara kapalıdır. SOYLU musikimizi ve bütün SOYLU kültür varlıklarımızı unutturup “ÇaÄŸdaÅŸ Devlet” ideali; Kültür Bakanlıkları, TRT, Türk Dil Kurumu; kanunlarla kurulmuÅŸ operalar, baleler, orkestralar, tiyatrrolar.. GÜÇBÄ°RLİĞİ içinde faaliyetlerini sürdürmekte; Yasama-Yürütme organı, bir kısmı çakma/sun’î hâdiselerle meÅŸgùl ken, durumlarını güçlendirmektedir. Bu çok önemli mes’eleyi noksansız anlamak için, web-site’min baÅŸtan sona okunup incelenmesi tamamlanmadan, ÅŸimdiye kadar neler yaptıkları veyâ yapmayı bilerek ihmâl ettikleri bilinmeden tashîhât imkânsızdır.
      Bir halk şâirimiz: “Delikli demir îcâd oldu, mertlik bozuldu” demiÅŸ idi. Åžimdi de Ä°nternet îcâd edildi.. Delikli demir îcâdı, Dünyâ devletlerini, vatandaÅŸlarına karşı güçlendirmiÅŸti; Ä°nternet ise, milletleri, devletlerine karşı güçlendirmiÅŸtir!.. Artık seçmenler, nutuklar kadar, Ä°nternet’den öğrendiklerini de hesâba katıp oy vermeÄŸe gitmektedirler. 11 Temmuz 2011 EK’i >
    Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü görev-destek listesi ibtâl edilmeli, soylu san’atlarımıza öncelik tanınıp yeniden düzenlenmelidir.
10.8.2011 Ä°LÂVEM> 11.7.2011’de Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü mevzùâtı arasında bulunan; “Görev-Destek Çizelgesi” adını verdiÄŸim stratejik bir listeden bahsetmiÅŸtim. Bu belgeyi Ä°nternet’de bulamadım!!.. Konuyu, daha etraflı olarak , web-site’min “Türk Dil Kurumu Benim Ana-dilimi Tahrîb Ediyor” baÅŸlıklı dosyasında “Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda Millî Kültür” baÅŸlığı altında inceleyeceÄŸim.   Â
Â
 İktidar, kavga-gürültüyle edilmiş meşgul;
  Solcular yön veriyor milletimin kültürüne!..
               VEZNÄ°: Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa’lün)
    Kahretmede “idhâl malı kültür” bizi, usta!..
    Tedbîrini anlat!.. Ne diyorsun bu hususta?..
            VEZNİ: Mef,ùlü mefâilü mefâîlü feùlün   10 Temmuz 2011
      Et’tekrârı ahsen
     Velev kâne 180      Â
*******************************************************************
CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLTÜR ve SANAT BÜYÜK ÖDÜLLERİ :
Â
11 Kasım 2005
Halil İnancık, Oktay Akbal, Ferruh Başağa, Ara Güler, Sevda Cenap And Müzik Vakfı
Â
4 Aralık 2008
Yaşar Kemal, Turgut Cansever, Alâeddin Yavaşça
Â
20 Aralık 2009
Uğur Derman, Nuri Bilge Ceylan, Sakıp Sabancı Müzesi (Güler Sabancı)
Â
15 Aralık 2010
Cemal Kafadar, Ergin İnan, İstanbul Modern (Oya Eczacıbaşı)
Â
29 Ekim 2011
Sanat tarihi dalında: Prof. Dr. Semavi Eyice
Edebiyat dalında: Sezai Karakoç
Eleştiri dalında; Doğan Hızlan
Geleneksel sanatlar dalında: Hasan Çelebi
           Danışma Kurulu:
Prof. Dr. Mustafa İsen (Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri)
Emin Kuz (Genel Sekreter Yardımcısı)
Ahmet Sever (Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı)
Zeynep Damla Gürel (Başdanışman)
Yusuf Müftüoğlu (Danışman)
Prof. Dr. Öcal Oğuz (Halkbilimci)
Bayram Bilge Tokel (Sanatçı)
KAYNAK: İnternet + 30 Ekim 2011 târihli AKİT gazetesi
(Visited 26 times, 1 visits today)
Ä°lgiliMakaleler:
- İlgili Makale bulunamadı!..
RSS 2.0 ile yeni eklenen yorumları takip edebilirsiniz.
Both comments and pings are currently closed.