BÜYÜK POSTANE İSTANBUL RADYOSU'NDA KÜRDİLİHİCAZKÂR FASLI
1927 sonrasında, İstanbul-Sirkeci Büyük Postane'de yayın yapan İstanbul Radyosu, misafir ıopluluklara da yer vermektedir(*). Bu topluluklardan birinde, – 1942?'de keman hocam olan – Avni (Atun) da bulunmakta, hânende ve sâzendelerin bir kısmı Beylerbeyi'nde, yarısı da Arnavutköy'de/Ortaköy'de ikàmet etmektedirler. Topluluk; Radyo'da Kürdilihicazkâr Faslı sunmalarına izin verildiÄŸini Mes'ut Cemil beyden öÄŸrenmiÅŸler ve peÅŸrevden sonra yer alacak eserleri tesbitle programı yapmışlar; fasıl hey'etinin bir kısmının Beylerbeyi'nde, diÄŸerinin karşı sâhilde çalışmasnı tamamlayarak Radyo'da buluÅŸmuÅŸlardır. Mes'ut Cemil, "BaÅŸlayın!" iÅŸâretini verince; bir kısmı Tanburî Cemil Beyin, diÄŸeri Vasilâki'nin peÅŸrevini çalmaya baÅŸlayınca, Mes'ut Cemil "Bir ârıza oldu!" diyerek yayına son vermiÅŸtir.
(*) TRT'de Türk Musikisi Misâfir toplulukları, "2008 devrimi!?"nden itibaren yasaklı??
* * * * * * * * * * *
Kanal 24 TV, 30.07.2011 21:oo – 21.35 zaman aralığında, Kâni KARACA (1930 Adana – 30.05.2004 İstanbul) hakkında güzel bir program sundu. Ben de, 1-2 paragraf ilâve etmeyi vazîfe bildim:
1951 yılı Mayıs ayında birgün, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Talebe BirliÄŸi Korosu'nda, hocamız Arif Sami TOKER, 3-4 arkadaÅŸa: "YeÅŸilköy stüdyosunda bir film çevriliyor. Filmde, küçük bir hamâsî beste okunacak. Bu müzik bölümünü yöneten Hasan Tahsin PARSADAN, benden 3-4 notist korist istedi; ben de szlerden ricâ ediyorum!" dedi. YeÅŸilköy'e gittiÄŸimizde; H.T.PARSADAN bizi karşıladı, sıramızı beklememiz için yer gösterdi. Sıra; 20 yaÅŸlarında, kara-yağız bir delikanlıda, Kâni KARACA'da idi. Kemânîye, Re üzerinden kısa bir Sabâ taksîmi yaptırdıktan sonra, KARACA'ya ezan okuttu. Kemânîye, Sabâ taksîmini 1 ses daha tizden yaptırdı ve ezân da tekrarlandı. Sıra bize gelince, güftesi "Allah Allah diyerek eyleriz sefer / DüÅŸmen-i dîne böyle buluruz zafer / Yekdir Allaaah, Yekdir Allaaah, Yekdir Allaaah!" makàmıı AcemaÅŸîrân idi.
15 Yıl kadar önce muhterem kardeÅŸim, kudümzenbaşımız Necdet TANLAK, beni, canımız-ciÄŸerimiz İzzet ESKİDEMİR'ın Kadıköy tarafındaki ikàmetgâhına götürdü. Orada gördüÄŸüm Kâni KARACA'ya 1951'deki filmi hatırlattım ve ismi "İstanbul'un Fethi" mi idi diye sordum ve "Hayır!" dedi; filmin ismini söyledi ise de, ÅŸimdi hatırlayamadım.
1970'de almış olduÄŸum 33 devirli plâk'ın bir yüzünde [ MELODİ Plak ve SES ENDÜSTİSİ İstanbul TÜRKİYE / 33 Devir 33 101-1 / MEVLİDİ ÅžERİF Söz: Süleyman Çelebi Okuyan: Hafız Kâni Karaca 1 – MERHABA BAHRİ ve 2 – MİRAÇ BAHRİ ; arkasında ise: 33 101 2 MEVLİDİ ÅžERİF Söz: Süleyman Çelebi Okuyan: Hafız Kâni Karaca 1 – TEVHİD BAHRİ ve 2 – VİLADET BAHRİ
Plâğın karton muhafazası arka bölümündeki bilgilerden bâzılarını aktarıyorum:
(…….) Muhterem üstad Mesut Cemil baÅŸkanlığında ve Sadettin Heper beyin yardımlarıyle uzun bir çalışma devresi geçiren arkadaÅŸlarımız bu müstesna Mevlidi yine mümtaz hafızlarımızdan Kani Karaca'ya okutmaya karar vererek elinizdeki plâğı vücuda getirmiÅŸlerdir. (…..)
Sevgili Babam Mehmet Nuri ÇaÄŸlayan'ın ruhuna. Vefatı 25 Mayıs 1962 Kayıhan ÇaÄŸlayan
(…..) Not : Bu Plâk Türkiye'de sese alınan ve yine Türkiye'de imal edilen ilk 33 devirli (Long Play) Plâktır.
Gözleri görmediÄŸi hâlde mahfùzâtının pek geniÅŸ olasında, hâfızasının güçlüÄŸü yanında, kudümzenbaşı olması, önde gelen bir faktördür.
Kâni KARACA hakkında daha fazla bilgi için, Necdet TANLAK'a mürâcaât gerekir.
Rahmet-i Rahmâna kavuÅŸanların rùhuna el-Fâtiha!..
*
TÜRK MUSİKİSİ VAKFI 07.09.2012
MÜTEVELLİ HEYETİ(x)
Kemal KAFALI, Prof. Dr. ; Lütfi ZEREN, Prof. ; Nevzat ATLI, Prof. Dr. ; Selahattin İÇLİ, Prof. Dr. ; Halil AKSOY, Doç. ; Fikret DEÄžERLİ, Doç. ; Mutlu TORUN, Doç. ; Cevdet ÇAÄžLA ; Neriman TÜFEKÇİ ; Nida TÜFEKÇİ ; Nevzat SÜMER ; Necdet VAROL ; Sadun AKSÜT ; Alaaddin YAVAÅžÇA, Dr. ; İhsan ÖZGEN ; Abdi COÅžKUN ; Yücel PAÅžMAKÇI ; Yalçın TURA, Doç. ; Laika KARABEY ; Erol SAYAN ; Vehbi KOÇ ; Sakıp SABANCI ; Muharrem ERGİN, Prof. Dr. ; Süleyman YALÇIN, Prof. Dr. ; Ayhan SONGAR, Prof. Dr. ; A. Aydın BOLAK ; Muharrem ÖZMELEK ; Orhan YAVUZ ; Asım KOCABIYIK ; Mehmet KARAMEHMET ; Kayıhan TÜRKÖZ ; Ayhan ULUSOY ; Åžarık TARA ; UÄŸur DERMAN ; Sabahattin ERGİN, Em. Amiral ; Ali COÅžKUN ; İdris KARTAL ; Ayhan ÅžAHENK ; Ahmet Åž. DÜRÜST
(*) Noktalı virgüller ilâvesi bir yana; isim ve ünvanlar aynen yazılmıştır.
İDARE HEYETİ
Reis : Ahmet Aydın BOLAK
Umumi Kâtip : Muharrem ÖZMELEK
Muhasip Aza : Nida TÜFEKÇİ
Azalar : Orhan YAVUZ
Nevzat ATLIÄž
Selahattin İÇLİ
Sabahattin ERGİN
BAÅžLANGIÇ
Milli varlığımızın temeli TÜRK KÜLTÜRÜ'nün soylu ve güçlü bir deÄŸeri olan Türk Musikîsinin benimsenmesi, korunması ve geliÅŸtirilmesine matuf, milli ve vicdani bir vavifeyi ifa etmek maksat ve heyecanı ile,
TÜRK MUSİKÎSİ VAKFI'nı
kurmuÅŸ bulunuyoruz.
Bu vakfı, milli kültürümüzün yaratıcısı ve hakiki sahibi yüce TÜRK M;LLETİ'nin saÄŸduyusuna, destek ve himayesine emanet ediyoruz.
I – VAKFIN İSMİ ve İKAMETGAHI
Madde – 1 Bu vakıf senedi ile (Türk Musikîsi Vakfı) ismi altında bir vakıf kurulmuÅŸtur.
Madde – 2 Vakfın ikametgâhı İstanbul'dadır. İdare merkezi, TeÅŸvikiye Caddesi, No: 160 NiÅŸantaşı, İstanbul'dadır. (…..)
II – VAKFIN GAYESİ
Madde – 3 Türk milli kültürünün soylu ve güçlü bir deÄŸeri olan Türk Musikisini, kendisine has ÅŸekli ile korumak, geliÅŸtirmek ve Türk Milletinin bütün fertlerine benimsetmek maksadı ile;
a) (…..) b) (…..) c) (…..) d) (…..) e (…..) f (…..) g) (…..)
III – VAKFIN ORGANLARI
Madde – 4 Vakfın İdare Uzuvları aÅŸağıda gösterilmiÅŸtir:
a) Mütevelliler Hey'eti. b) İdare Hey'eti
IV – MÜTEVELLİLER HEY'ETİ
Madde – 5 (…..) Madde – 8 (…..) Madde – 7 (…..)
V – İDARE HEY'ETİ
Madde – 8 KuruluÅŸ: (…..) Madde – 9 Görev ve Yetkileri: (…..)
VI – VAKFIN VARLIÄžI
Madde – 10 Vakfın varlığı: Vakfın varlığı, kurucular tarafından taahhüt ve tahsis edilen 10.000.000.- TL. (ON MİLYON) TL. ile Devlet yardımından, (…..)
VII – GELİR ve GİDER
Madde 11 (…..)
VIII – VAKFIN SONA ERMESİ VE TASFİYESİ
Madde – 2 (…..)
NOT'UM: Hem Türk musikisi ilim ve zevkinde, severliÄŸinde, baÄŸlılığında; Türk iÅŸ dünyasının iÅŸtirâki ile desteÄŸini taşıyan; bugüne kadar görülmemiÅŸ, bundan sonra da görülmeyeceÄŸi anlaşılan bu yüksek deÄŸerdeki Vakfın bir iz bırakmamasının 2 sebebi vardır: 1) Mütevellî Hey'eti'nin hiç olmazsa üçte birini "gençler" teÅŸkîl etmeli idi. 2) NeÅŸriyat yapmalı; konserler vermeli idi. (NeÅŸriyât: BaÅŸta Türkoloji konngreleri Türk musikîsi seksiyonu ve İTÜ Semozyumları'nda verilmiÅŸ tebliÄŸlerler ile klasik beste notaları neÅŸirleri. Konserler.. Açıkoturumlar .. Yarışmalar.. )
***
H.S.AREL 712 ESERDE 100 MAKAM KULLANMIÅžTIR 11.09.2012
40 Kürdîlihicâzkâr
36 UÅŸÅŸàk
30 Hüseynî
25 Ferahnâk
22 Bayâtî
18 Bùselik
18 Nikrîz
17 AcemaÅŸîrân
16 Karcığâr
16 Nihâvend
14 NiÅŸâbùrek
14 Sùzidil
14 Åževkefzâ
13 Çârgâh
13 Evcârâ
13 Sultânîyegâh
12 Hisârbùselik
11 Bestenigâr
11 Hümâyùn
11 Yegâh
10 Evc
10 Ferâhnâk
10 Hüzzâm
10 Isfahân
10 Mâhùr
10 Åžeddiarabân
9 Rast
8 NiÅŸâbùr
8 Tâhir
8 Uzzâl
8 Zengûle
7 AÅŸkefzâ
7 Revnâknümâ
7 Segâh
6 Ferâhfezâ
6 Kürdî
6 Sultânîıràk
5 Besteısfahân
5 Heftgâh
5 Hicâzkâr
5 Nev'eser
5 Rengidil
4 DilkeÅŸhâverân
4 Lâlegül
4 Müsteâr
4 Râhatfezâ
4 Rùhnüvâz
4 Åžîvenümâ
3 Acemkürdî
3 Dügâhda çârgâh
3 Hüzzâmıcedîd
3 Iràk
3 Åžîvenümâ
3 Râhatülervâh
3 Rùyiıràk
3 Åžerefnümâ
2 AcemaÅŸîrânda kürdî
2 Bùselik
2 Sùznâk
2 AÅŸîrânda uÅŸÅŸàk
2 Bayâtîarabân
2 Mâhùrbùselik
2 Muhayyer
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ TÜRK MUSİKİSİ DEVLET KONSERVATUARI 1. TÜRK MUSİKİSİ SEMPOZYUMU PROGRAMI: 21 – 23 Aralık 1983 Mimarlık Fakültesi Konferans Salonu, TaÅŸkışla/İSTANBUL
21 ARALIK 1983, ÇARÅžAMBA
10.00 Açılış İ.T.Ü. Rektörü Prof. Dr. Kemal KAFALI tarafından 1. Türk Musikisi Sempozyumu'nun açılışı.
10.30 TMDK ÖÄŸrenci Orkestrası Konseri Yöneten: Faris AKARSU
11.15 TebliÄŸlerin SunuluÅŸu: OTURUM BAÅžKANI: Prof. Lütfi ZEREN
SunuÅŸ TebliÄŸi; Türk Musikisi'ndeki Atılımlar Sabahattin ERGİN
14.00 OTURUM BAÅžKANI: Halil AKSOY -Türk Musikisi Sistemi Ana Konulu TebliÄŸler.
Haydar SANAL
14.30 Dr. Can Akkoç
15.00 Dr. Ayhan SONGAR
15.30 Özgen GÜRBÜZ
16.00 A R A
OTURUM BAÅžKANI: Haydar SANAL
16.30 EÅŸber KÖPRÜCÜ
17.00 Fethi KARAMAHMUTOÄžLU
17.30 Adem ŞAHİN
18.00 Erol SAYAN
22 ARALIK 1983, PERÅžEMBE
OTURUM BAÅžKANI: Sabahattin ERGİN -Türk Musikisi Ses Sistemi Ana Konulu TebliÄŸler.
10.00 Dr. Rafet KAYSERİLİOĞLU
10.30 Süleyman ERGUNER
11.00 Prof. Dr. Gültekin ORANSAY
11.30 Kemal İLERİCİ
12.00 Dr. Ayhan SÖKMEN
12.30 A R A
OTURUM BAÅžKANI: Dr. Alâeddin YAVAÅžÇA
14.00 Cinuçen TANRIKORUR
12.30 Orhan ÖZTÜRK
15.00 Alev Engin ABAYLT
15.30 Ergüder YOLDAÅž
16.00 Cahit ATASOY
16.30 Yalçın TURA
17.00 Bülent GÖZEN,
17.00 A R A
OTURUM BAÅžKANI: Ercümend BERKER
18.00 S O R U L A R
23 ARALIK 1983, CUMA
OTURUM BAÅžKANI: Nida TÜFEKÇİ Genel Konular Üzerine TebliÄŸler.
10.00 DoÄŸan KARAAÄžA
10.20 Işık SÜKAN
10.40 Necdet VAROL
11.00 Okyay YİĞİTBAŞ
11.20 Saadet GÜLDAÅž
11.40 RüÅŸtü ÅžARDAÄž
12.00 Åžener ÖNALDI
12.20 Orhan NASUHİOĞLU
12.49 A R A
OTURUM BAÅžKANI: Necdet VAROL
14.00 Doç. Dr. Osman SERTKAYA
14.20 Cafer AÇIN
14.40 Günaydın KAYNAK
15.00 Oruç GÜVENÇ
15.20 Cinuçen TANRIKORUR
15.40 EÅŸber KÖPRÜCÜ
16.00 Erol SAYAN
16.29 A R A
OTURUM BAŞKANI: Fikret DEĞERLİ
16.40 Prof. Dr. Fikri ÅžENOCAK
17.00 Orhan ÖZTÜRK
17.20 Alev Engin ABAYLI
17.40 Dr. Rafet KAYSERİLİOĞLU
18.00 Etem Ruhi ÜNGÖR
18.20 Dr. Cahit ÖNEY
18.40 Cahit ATASOY
OTURUM BAÅžKANI: Ercümend BERKER
19.00 S O R U L A R
Bu sempozyumda 40 küsur "TebliÄŸ" sunulmuÅŸ.. Åžimdi Konservatuar arÅŸivi araÅŸtırılsa, 10'u bulunabilir mi?.. Sebebi: KonuÅŸmacıların bir kısmı, ceplerinden çıkardıkları notlara ara sıra göz atarak "TebliÄŸ" denilebilecek vasıfta sözler sarf etmiÅŸler ve bir metin de bırakmamışlardır. Bendenizin "orijinal" çalışmasını sorarsanız, "TebliÄŸ" karakterinde olup, Musiki Mecmuası 404.cü sayısında yer almıştır.
Hangi arkadaÅŸlarımızın neler tebliÄŸ ettiklerini hatırlamama imkân yok.. Yalnız; sayın DoÄŸan KARAAÄžAnın konuÅŸmasından ÅŸu notu almışım:
[[ DoÄŸan KARAAÄžA 10.00 – 10.28 (TRT müzik neÅŸriyatını tenkid..) Millî kültür ön plana alınmalıdır. I- Kalitesi.. a) Güfteler, b) Beste c) İcra Güfteler seçilmeli.. Neyzenler: Bir kısmı âdetâ falso üzerine ihtisas yapmış.. d) Enstüman bakımından viyolonsele gerek yok.. Programlarda kudüm ÅŸarttır.. e) Åžekiller bakımından.. f) Akord.. Pest akord seçilmiÅŸ.. Akord kısıtlılığı kaldırılmalıdır.. Korolarda Bas sesle 1 oktav altında okunuyor, okunmamalıdır.. Bilhassa dînî musiki pest akort okunulamaz.. Pest sesten figàn edilemez, hıçkırılır.. g) Nota neÅŸriyâtı.. Hüsnü ağız ahibi… h) Batı mukallidliÄŸi (Çok-seslilik).. ]]
İstanbul Edebiyat Fakültesindeki Türkoloji kongreleri "Türk Musikisi" seksiyonunda da maalesef tebliÄŸler(?)den pek azı arÅŸive bırakılmamıştır. Bu Kongre için Mart-Eylül aylarında çalışır ve Kürsüye çıkınca, birisi ÅŸahsına ait olmak üzere 2 nüsha takdîm ederdim; dinleyenlerime de, konuÅŸmaya baÅŸlamadan önce dağıtırdım.. Bununla da yetinmemiÅŸ, tebliÄŸlerimi, Musiki Mecmuası'nda neÅŸretmiÅŸ idim.
Bu gibi gayrı ciddi tutumlara artık son verilmelidir.
Bu sempozyumun öÄŸle tatilinde Ergüder YOLDAÅž ile tanışmış idim.. Bana; Müzk teorisini anlatırken, yüksek matematik ve akustik fizik bilgisine hayran kalmış idim.. Kendisinden güçlüleri müesseseye almmama tutumunun sonucu kaht-ı ricâldir..
* * *
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ TÜRK MUSİKİSİ DEVLET KONSERVATUARI II. TÜRK MUSİKİSİ SEMPOZYUMU PROGRAMI
16 – 19 NİSAN 1985 MADEN FAKÜLTESİ KONFERANS SALONU MAÇKA/İSTANBUL
16 Nisan 1985 SALI
10.00 İSTİKLÂL MARÅžI Rektör Prof. Dr. Kemal KAFALI'nın açış konuÅŸması. KORO TebliÄŸlerin sunuluÅŸu.
OTURUM BAÅžKANI : Prof. LÜTFİ ZEREN
10.30 Bülent GÖZEN Musiki, Matematik, Felsefe.
11.00 Prof. Dr. Ayhan SONGAR Ruhî tedavi vasıtası olarak Türk müziÄŸi.
11.30 Ercümend BERKER Türk Musikisinin dünü, bugünü, yarını.
12.00 ARA ……………….
OTURUM BAÅžKANI : Ercümend BERKER
13.00 Cüneyd ORHON Dört telli kemençe.
13.40 Serdar ÖZTÜRK Türk Musikisi eÄŸitiminde yardımcı dersler. (Koro Piyano)
14.20 Doç. Dr. Osman SERTKAYA Çenk Kopuz.
14.50 Necati GEDİKLİ Türk Musikisinde çokseslilik mi, oturtum mu?
15.10 Günaydtn KAYNAK Musikimizde solfej eÄŸitimi.
15.40 Haydar SANAL Makam seyirlerinde okÅŸama.
16.00 ARA ……………….
OTURUM BAŞKANI : Fikret DEĞERLİ
16.30 Güner KARABACAK Halk türkülerimiz.
17.00 Doç. Dr. Yavuz AKYOL Türk Musikisinde nota sorunu.
17.40 Erol SAYAN Türk Musikisinde yabancı perde isimlerinin TürkçeleÅŸtirilmesi.
18.00 TebliÄŸlerin sona ermesi.
17 Nisan 1985 ÇARÅžAMBA
OTURUM BAŞKANI : Sabahattin ERGİN
09.30 Galip SOKULLU Türk Musikisinde çokseslilik.
10.00 Yalçın TURA Arel sistemi ve çokseslilik.
10.30 Adem ÅžAHİN Åžed makamlar. (Kürdili Hicazkâr)
11.00 Cinuçen TANRIKORUR MarÅŸ besteciliÄŸimizde prozodi.
11.40 Muammer ULUDEMİR Mecmua-i sazü sözde anahtar ve arızalar.
12.00 ARA …………………………
OTURUM BAÅžKANI : Cahit ATASOY
13.00 Onur AKDOÄžU Türk Musikisinde solfej eÄŸitimi.
13.30 Ferhi KARAMAHMUTOĞLU Makamlarımızın tasnifi.
14.00 Cahit KOPARAL Türkiye'de ve Dünyada nota yazım ve basımı.
14.40 Süleyman ERGUNER 18.yy.semazenleri ve Türk Musikisine katkıları.
15.00 Onur AKDOĞU Mansur akordun faydaları.
15.20 Hayati ASILYAZICI Türk Musikisinde çokseslilik yöntemleri.
15.40 Aydın SARI Türk Musikisinde çalgılama tekniÄŸi.
16.00 ARA ……………………
OTURUM BAÅžKANI : Nida TÜFEKÇİ
16.30 Halil AKSOY San'at eserlerinin korunması.
17.00 Necdet VAROL Türk Musikisinde icra.
17.30 A. Turan ALKAN Türk Musikisinin psikoloji açısından incelenmesi.
18.00 TebliÄŸlerin sona ermesi.
18 Nisan 1985 PERÅžEMBE
OTURUM BAÅžKANI : Halil AKSOY
09.30 Feridun ÖNEY Türk ve İran klasik ÅŸiirinde musiki terimleri.
10.00 Hakan Sinan METE Giresun yöresi halk müziÄŸine toplu bir bakış.
10.30 İ. Hakkı AKYOLOÄžLU Bolu'da KöroÄŸlu çevresinde oluÅŸan Türk askerî mehter müziÄŸi.
11.00 Doç. Dr. Metin KARADAÄž Aşıklık geleneÄŸi ve halk müziÄŸimiz.
11.30 Saadet GÜLDAÅž Sözlü müzik eserlerimizde prozodi.
12.00 ARA ………………….
OTURUM BAÅžKANI : Alâeddin YAVAÅžÇA
13.00 Güney GÖNENÇ Bartok denemelerinde makam özellikleri.
13.40 BaÅŸak İNCE M. Ragıp Gazimihal'in Türk musikisindeki yeri.
14.00 Yavuz DALOÄžLU Kemanî HızıraÄŸa ve betimlediÄŸi makamlar.
14.20 Serap İLHAN Rauf Yekta ve Türk musikisindeki yeri.
14.40 Çetin KÖRÜKÇÜOÄžLU Türk musikisinin baÅŸlıca problemleri ve çaÄŸdaÅŸ Türk Musikisi çaiışmaları.
15.00 Işık SÜKAN Batı ve Türk Musikisinin evrensellik mukayesesi ve insan ruhuna yaklaşımı.
15.30 Hüseyin ERBAY Anadolu'da faaliyet gösteren amatör musiki koroları.
16.00 ARA ……………….
OTURUM BAÅžKANI : Yalçın TURA
16.30 Alev Engin ABAYLI Ana dizi meselesi — sanat kurultayı
17.00 Berrak TARANÇ Türk sinemasında musikimizi kullanım deÄŸeri.
17.30 ÇiÄŸdem TATOÄžLU Türk musikisinin nasıl doÄŸduÄŸu ve bugünü.
17.50 Muharrem SUBAÅžI Nota arÅŸivi sorunu.
18.00 TebliÄŸlerin sona ermesi.
19 Nisan 1985 CUMA
OTURUM BAÅžKANI : Selâhaddin İÇLİ
10.00 Süleyman ERGUNER Mesnevîde ney, devr-i salât.
10.40 Alâeddin YAVAÅžÇA Türk musikisinde form zenginliÄŸi.
11.20 Rahmi Oruç GÜVENÇ Türk Musikisinin kaynağı ve Dünya'ya etkisi.
12.00 Okyay YİĞİTBAÅž AcemaÅŸiran * MAhûr.
12.10 ARA ……………
OTURUM BAÅžKANI : HurÅŸit UNGAY
13.30 Haydar SANAL Musiki eÄŸitiminde bir örnek.
14.00 Cahit ATASOY Türk Musikisinin kaderine tesir eden vakalar.
14.30 Yurdun GÜVENEN Türk musikisi büyük ekollerin habercisi 18. Asır.
15.00 Serbest zaman.
Sorulara cevaplar ve katılanların düÅŸünce ve önerileri.
KAPANIÅž
16.00 ARA ……………..
16.00 – 18.00 K O N S E R
"Elektronik ve Müzik Sergisi" sempozyum süresince açık bulunacaktır.
Konferans, Kongre, Sempozyum'u yaptık.. sonu?.. boş!..
NeÅŸreden çıkmadı.. boÅŸ kubbede kayboldu sadâ!.. (x)
… VEZİN: Feilâtün(Fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün(fa'lün) …
(x) TEK İSTİSNÂSINDA EMEĞİ GEÇENLERE HÜRMETLERİMİ ARZ EDERİM.
27-28 Nisan 1985 tarihlerinde Ankara Kavaklıdere Atatürk Bulvarı'ndaki Türk Dil Kurumu Konferans Salonu'nda, "Türk Kadınları Kültür DerneÄŸi(TÜRKKAD) Merkezi/Ankara (Genel BaÅŸkanı sayın Sabahat GÜLAY) tarafından düzenlenen "Türk GençliÄŸinin Müzik EÄŸitimi" sempozyumunda sunulan tebliÄŸler, aynı baÅŸlık altında yayınlanmıştır: KadıoÄŸlu Matbaası – Ankara – 1985
"21.yy.'da TÜRK MÜZİĞİ NASIL OLMAİIDIR?" SEMPOZYUMU
Dr.Cahit ÖNEY
Mart 1989 tarih, Nu. 424 Musiki Mecmuası s.21-23den özetlenmiÅŸtir.
LİONS (Galatasay)ın Sultanahmet'de, Marmara Üniversitesi RektörlüÄŸü anfisinde 21 Ocak 1989 Cumartesi günü 10.00 – 19.45 arasında düzenlediÄŸ, ortak konusu baÅŸlıkta yaztlı sempozyumdan notlar:
Programa göre, Sempozyum baÅŸkanı: Prof. Dr. Orhan Göçer (Uluslararası Lions 118 T Genel Yönetmeni), Prof. Dr. İlhan ÇuhadaroÄŸlu (Uluslararası Lions 118 T. Yönetim Çevresi Kültür ve Sanat Komite BaÅŸkanı)
Programdaki, 15'er dakikalık 23 tebliğ sunuldu.
13.30'dan itibaren, Musiki Mecmuası yazarı olarak dinlediÄŸim Sempozyumdan önemli notler:
Atasoy C. : "21.yy.da, H.S.Arei'in üyopyasının gerçekleÅŸmesini, Türk musikisinin bütün imkânlarından yararlanılarak baÅŸarılı çoksesli eserler ortaya konmasını bekliyorum. Türk musikisi konservatuarlarının kurulmuÅŸ olması bu hususts ümit ve güven vermektedir."
Y. Tura : 1Müzik eÄŸlence vasıtası deÄŸil, estetik zevk paylaiımı konusudur.. 21. yüzyılın müziÄŸini o yılların müzikçileri yapacaklardır; onlar, çalışmalarında tamamen hür olmalıdırlar."
N.Varol : "Bir yabancı müzik, başına (çaÄŸdaÅŸ), (evrensel) gibi kelimeler ilâvesiyle milletimize asla mâledilemez. Bir yabanı musikiye göre millet yaratma çabaları bizden baÅŸka hiç bir yerde görülmemiÅŸtir. 21. yüzyılda türk musikisi sistemi korunmalı; yeni formlar, icrâ ÅŸekilleri, yorum teknikleri geliÅŸtirilmelidir.
BaÅŸaslan Z. : "TRT repertuarı 3500 türküden ibarettir. İlâveler yapılarak çoÄŸaltılmalıdır. Bu eserler ayaklara-dizelere göre tasnif edilmelidir. Son yıllarda sazların göÄŸüsleri deÄŸiÅŸti, alt tellerine sırma eklendi; bunlar hoÅŸgörülmelidir."
UsmanbaÅŸ İ. : "Osmanlıda müzisyen sarayın-konağın bir süsüdür; yenilenmeyen, fakat eskimeyeni arar, eserlerinde kiÅŸiliÄŸi pek az görülür, zaman dışıdır… 21.yüzyılda her sanatçı kendisini dünya çapında bir yarışma içinde saymalıdır."
Tanç C. : "Batıda, İncil Latinceden diÄŸer dillere çevrildikten sonra din adamlarının baskısı kaybolmuÅŸ ve (akıl) ön plana çıkmıştır. Müslümanlar ise nakilci ve kaderci kalmışlardır. Türkiye'de bugün ortaçaÄŸ din anlayışını geri getirme çabaları mevcuttur. 21. yüzyılda (gereken Türk insanı) olmazsa (istenen Türk müziÄŸi) de olmayacaktır."
Ali F. : Müzikoloji ve müzikolog terimlerinin eski ve yeni tariflerini, geliÅŸimini; Nazi rejiminden kaçan Musevi müzikologlar sayesinde dünyaya yayılışını anlattı.
Taranç B. : "Geleneksel Türk müziÄŸi olduÄŸu gibi korunmalı, çoksesli hâle getirilmemelidir. Arabeske karşı (hafif Türk müziÄŸi) oluÅŸturulmalıdır.
AkdoÄŸu G. : "Konservatuarlar muılaka birleÅŸtirilmeli, her çeÅŸit müzik aynı çatı altında öÄŸretilmelidir. Türk müziÄŸinin geleneksel besteleme yöntemleri bir yana bırakılmalıdır. Halk müziÄŸi anonim, yöresel özelliÄŸini kaybedecektir."
Elmas Y. : "Çocuklar için ÅŸarkı repertuarının artmasını bekliyoruz. Besteciler ise çocuklara göre ÅŸarkısözü bulmakta sıkıntı çekiyorlar. Halk türkülerinden de yararlanabiliriz."
Göbeleç C. : "Elektronik çalgıların, okullarda eÄŸitimde ve kitleye tesisi bakımından; çok seslilik ve tonal duyguya alıştırma, öÄŸrencilerin yaratıcılık tekniklerini geliÅŸtirme gibi iyi ve buna karşılık yoz müziÄŸe itme, sol eli pasife alıştırma, Türk müziÄŸinin özel perdelerini verememe gibi kötü yanları vardır."
Berker E. : "Kültür Bakanlığı'nın, I.Müzk Kongresi'nden sonra yayımladığı sonuç bildirisi, (amaç ve ilkeler) kongrede görüÅŸülmemiÅŸ, kararlaÅŸtırılmamıştır. MuÄŸlak ve müphem cümlelerden ÅŸunlar sezilmekte, anlaşılmaktadır : (Teksesli müzik yetersizdir; Halk müziÄŸi motiflerinin alındığı tanpere çaÄŸdaÅŸ müzikler ile yoz da olsa yaygın arabesk müzik desteklenecektir.) Hâlâ Ziya Gökalp'in hatalı fikirleri tesirleri altında kalındığı görülmektedir. Bir bakanlık veya onun bürosu Anayasamız, Yüksek öÄŸretim yasası ve beÅŸ yıllık kalkınma plânı ile tesbit edilmiÅŸ esasları saptıramaz, deÄŸiÅŸtiremez."
Tüfekçi N. : "Halk musikisine karşı aydtnlarımızın ilgisi pek az.. 10 türküyü hep birlikte ve yanlışsız okuyabileceÄŸimizi zannetmiyorum. Halk musikisi bilginlerimiz de noksan.. ÖÄŸrencilerimiz Halk musikisi yanında KaracaoÄŸlan, KöroÄŸlu, Sümmânî gibi halk ÅŸairlerini iyi bilmiyorlar. Mânî, cinaslı mânî, hoyrat gibi nazım ÅŸekillerini de bilmiyorlar."
Notum: Sabahleyin tebliğ sunmuş olanlardan bazıları:
Sabahattin Ergin, Zekeriya BaÅŸaslan(MÜ), İlhan UsmanbaÅŸ(MÜ), Cengiz Tanç(MÜ), Filiz Ali(MÜ), Berrak Tanç(EÜ), Kemal Sunder(İÜ), Nihat Åženel(MÜ), Yücel Elmas(MÜ), Nevzat Atlığ(İTÜ-gelmedi) … Müzmin hastalık: Bugün hiç bir tebliÄŸi bulamazsınız: Yel üfürdü, su götütdü!
* * * * * * * * * * *
1996'da MUSİKİMİZ (*)
Dr. Cahit ÖNEY
Musikimiz özellikle Itrî'den baÅŸlayarak 1826-1926-1976 geçitlerinde etkilenmiÅŸ ve günümüze: 1996'ya ulaÅŸmıştır.
Musikimizin bugünü ve 1996'daki tahmînî geliÅŸimi, "perÅŸembenin geliÅŸi çarÅŸambadan belli olur!" hikmetli sözüne uyularak 1994-95'den geriye gidilmeden incelenmeye çalışılmıştır.
İki yıl kadar önce VEYS-FM, sabahtan akÅŸama Klasik Türk musikisi yayınıyle deÄŸerli bir hizmet baÅŸlatmıştır. O kadar ki, aynı gün birkaç kere Nevâ Kâr'ı dinlemiÅŸizdir. Bu deneme yayınından sonra WEYS-FM, romantik fakat soylu eserlerle hizmetini sürdürmektedir.
Gene iki yıl kadar önce TGRT, TuÄŸrul İnançer-Ahmet Özhan topluluÄŸunun açıklamalı, sürekli, seviyeli programlarıyle geniÅŸ kitlelerin ilgisini çekmiÅŸtir.
Kanal-7'de Nuri Sesigüzel'in Sıra geceleri; Kanal-7 ve Samanyolu TV'de Nurettin Çelik ve arkadaÅŸlarının seviyeli ve çok sayıda dinleyiciye hitâb eden programları taktirle karşılanmıştır.
HBB'de, Kanal-6'da Mustafa Keser ve takipçilerinin "İsteyin çalalım" programları "çok geniÅŸ" bir ilgi odağı olmuÅŸtur.
TGRT hâriç, anılan TV'ler, hizmetlerini sürdürmektedirler.
Türk musikisine faydalı olma açısından deÄŸerlendirmede, ÅŸu hususlar dikkate alınmalıdır:
Yukarıda adı geçen TV kanallarının Türk musikisi yayımları kanal kanal deÄŸil, birlikte göz önüne alınırsa, farklı kültür seviyesinde çok geniÅŸ bir kitleye hizmet verildiÄŸi, musikimizin tanıtıldığı sonucuna varılır. "Biz yalnız yüksek seviyede müzik istiyoruz!" demekle, "ilkokullar, ortaokullar kapatılsın; üniversitelerle onlara öÄŸrenci yetiÅŸtiren liseler kâfîdir!" demek arasında büyük bir fark yoktur. Sözü geçen TV kanalları -ayrı ayrı deÄŸil de bütünüyle dikkate alındığında- bir halk konservatuarının çeÅŸitli sınıflarıdır. Klasik devirde yaÅŸamalarına raÄŸmen bazı bestekârlarımız, bu görüÅŸle olsa gerek; her türde, formda eserler vermiÅŸtir. Özet olarak ÅŸu söylenebilir: GeniÅŸ kitlelerce tanınmanın ön ÅŸartı geniÅŸ kitlelere seslenebilmektir. Bunlar arasında, tür-form ne olursa olsun san'at endîÅŸesini k0rumuÅŸ olanlara ise büyük bestekâr denir; Dede Ef. gibi..
TRT'ye gelince..
Yaklaşık 60 yıldan bu yana Ankara'da ve İstanbul'da hizmet veren devlet radyo ve televizyonlarında ÅŸimdi çoÄŸu merhum deÄŸerli hocalar deÄŸerli hayrü'l-halef deÄŸerli talebeler yetiÅŸtirmiÅŸlerdir. Bu deÄŸerli hocalara "sıradan memur veya anlaÅŸmalı" gözüyle bakılmış; genel müzik yayınları ve Türk müziÄŸi programlarında söz hakkı verilmemiÅŸ ve daha ileri gidilerek "Türk musikisi çocuk korosu" gibi programlar, gösteriÅŸli programlarla açıklanan, yarışmalarla ortaya konulan repertuarına raÄŸmen "ünlü batı müzikçilerinin vetoları, fetvâlarıyle" rafa kaldırılmıştır. Bir örnek daha; TET, programlarda evvelce "Türkçe sözlü hafif batı müziÄŸi" derken bunun yerine "hafif müzik" deyimini getirmekle Türk musikisi alanını kurnazca daraltmıştır. TRT'nin millî musikimize vurduÄŸu darbrler Mecmuamızın Nu. 440 13/17. sayfalarında anlatılmışsa da bir sonuç alınamamıştır.
Günümüzde ise :
a) TRT, Türk musikisine saygısızlık etmektedir;
Bütünüyle Türk musikisi programı bir yana, bir ÅŸarkı, "haberker" öncesinde yarım bırakılmaktadır. DiÄŸer programlarda ise "ana haber bülteni" 3 dakika kadar gecikebilmektedir. Hem saygısızlık, hem farklı muamele..
Bir sazsemaisi 2. ölçüsünde kesilip arada reklama yer verilmiÅŸ ve sazsemaisine kaldığı yerden devam olunmuÅŸtur.
b) Belgesel özellikte Türk musikisi
Türk musikisi câhili çekimcilerin
keyfine bırakılmıştır:
Türk musikisinin câhili çekimciler 2 saat kadar çekim yaptıktan sonra programa katılan müzikçilerin fikrini almadan kuÅŸa çevirip yarısından azını ekrana getirmektedir.
İki örnek yeterlidir sanırım..
TV-2, 5 yıl kadar önce, Ramazan münasebetiyle, Üsküdar'da(Yeni Vâlide Câmiinde?), CUMHUR MÜEZZİNLİĞİ konusunda bir belgesel çekimi yapıldı. Ne yazık ki, çekimci; cumhur müezzinliÄŸini bilen nâdir ÅŸahıslardan Necdet Tanlak'a, İzzet Eskidemir'e danışmadan, asıl gösterime getirilmesi gereken bökümleri kırparak belgeselin deÄŸerini büyük biçimde azalttı. Ayrıca, durumu bilmeyen izleyiciler, bu iki ÅŸahıs için "noksan anlattı" notunu verdiler.
Aynı hatâlar, bu yılki "Sadeddin Arel'i anma programının da başına geldi.
TRT GENEL MÜDÜRLÜÄžÜ, Amerikan filmlerinde iÅŸittiÄŸimiz "KOVULDUN" kelimesini, yukarıda açıklanan saygısızlıkları, cehâleti cür'etle tekrar eden reklamcısından, program çekimcisinden/yapımcıcından esirgememelidir.
TRT, Mustafa Keser'in (HBB'nin, Kanal 6'nın) "İsteyin çalalım" programlarının peÅŸinden giderek haftanın bir gününü Türk sanat musikisi, bir diÄŸer gününü Türk halk musikisi dinleyici isteklerine ayırmıştır.
FM Radyo-3'ü yıllardır Klasik batı müziÄŸine ayıran TRT'nin, VEYS-FM'i de dikkate alması istenmekte, beklenmektedir. "Hizmette yarış" bunu gerektirmektedir.
Özellikle 1826'dan bu yana, klasik bestekârlarımız (baÅŸta Dede Ef.) müzik kültürü olmayan veya geliÅŸmemiÅŸ geniÅŸ halk kitlelerine de hitâb eden fakat gene de seviyeli, eserler meydana getirmiÅŸlerdir.
1930 ilk yıllarından itibaren taÅŸ plak, yerli fimler, sahneler, Radyo, 45 ve 33 devirlÅŸ plaklar, teyp, özel TV'ler, video.. geniÅŸ ktlelere yönelen ve bugün toplam olarak trilyonlarla ifade olunabilen bir "sanat pazarı" ortaya çıkarmıştır. Stüdyolar, aranjman, albümcülük, klipçilik, müzikal koreografi.. de bu pazarı geliÅŸtrmektedir. Bu "sanatsal ticaret" yalnızca "kâr endîÅŸesi" güttüÄŸünden "estetik kaygı" dikkate alınmamaktadır.
Soylu müziÄŸi devlet ve devletliler korur!. Devletliler'in bugünki karşılığı sponsorlar'dır ve banka, holding sahibi sponsorlar ise millî musikimizi tanımamakta, yalnızca Batı müziÄŸine omuz vermektedir.
Devlete gelince.. Kültür Bakanlığı Türk musikisi koro ve toplulukları zâten millî musikimiz zevk ve kültürü edinmiÅŸ belirli bir kesime hizmet etmekte; büyük önemi olan 15-20 yaÅŸ kuÅŸağından katılımları saÄŸlayamamaktadır. "Türk musikisi çocuk ve okul ÅŸarkıları koroları" repertuarı TRT'ce temin edilmiÅŸken yasaklanması bir gaflet eseri midir, yoksa menfî bir planın gereÄŸi midir.. Yetkili resmî makamların sonucu olarak 15-20 yaÅŸ grupu yalnızca pop müziÄŸini deÄŸil, kliplerde gördüklerini benimsememektedir. Åžu beyit, durumun özetidir:
Delikanlı
Bir kuÅŸaktır ki kulaklar küpeli;
Up-uzun saçları var.. kurdeleli!
– : –
Musikimiz neden geriliyor?..
Klasik Türk musikisi sözlü eserlerinin güfteleri arûz veznindedir. Arûz vezinleri ile Türk musikisi usûlleri, hattâ formları arasındaki iliÅŸkiler ise mâlûmdur. 50 yıl öncesine kadar, arûzu bilmeyen bestekârımız pek azdı; ÅŸimdi ise pek azımız biliyor..
AÄŸustos 1993 Türk Dili'nden ÅŸunları okuyalım: "Burada kendimi soyutlamadan konuyla ilgili bütün üniversite öÄŸretim üyelerine sormak istiyorum: Aruzla yazılmış bir ÅŸiirin veznini ilk mısraından yahut beytınden duyabiliyor musunuz? … "
Bu ÅŸartlar altında, ilerleme bir yana, klasik sözlü eserlerimizi, formlarımızı, beste tekniÄŸini incelemek bile gücümüz dışında kalmaktadır.
1995'in önemli olaylarından birisi de MESAM yönetiminin popçuların eline geçmesidir. 1988'de A.Pekkan, N.Duru. Nilüfer, A.ÖzdemiroÄŸlu, S.Aksu, F.Ünal, B.Mançu, O.Tunç, B.Silahlıpoda, Z.Livaneli, Erol Evgin öndersiÄŸinde POPSAV'ı kurarak güçlendiler ve baÅŸardılar.
Esme ey bâd esme cânân uykuda!
____________________________________________________
(*) Musiki Mecmuası YIL : 49 Nu. 454 EYLÜL 1996 s.21-23'den aynen ve tamamen iktibâs olunmuÅŸtur.
* * * * * *
AÅŸağıdaki yazı, 13 Haziran 2012 ÇarÅŸamba, MİLAT gazetesi s.14'deki KÜLTÜR & SANAT sayfasından alınmıştır:(NOT: Dipnotları tarafımdan eklenmiÅŸtir.)
Bir tabu(*) daha yıkıldı
12 Mart döneminden kalma tabulardan birisi daha CumhurbaÅŸkanlığı Senfoni Orkestrası Salonu'nda yıkıldı. Ankaradaki CSO Salonu'nda divan edebiyatının en büyük isimlerinden olan Urfalı ÅŸair Nabi hakkında bir anma toplantısı ve Buhurizade Mustafa Itri Efendi'nin eserlerinin icra edildiÄŸi konser düzenlendi.
TÜRK MüziÄŸi eÄŸitiminin yasak(**), devlete ait konser salonlarında bir Türk MüziÄŸi konseri konserinin de verilmediÄŸi 12 Mart döneminden kalma tabulardan biri, CumhurbaÅŸkanlığı Senfoni Orkestrası Salonu'nda yıkıldı. Ankara'daki CSO Salonu'nda divan edebiyatının en büyük isimlerinden olan Urfalı ÅŸair Nabi hakkında bir anma toplantısı ve Buhurizade Mustafa Itri Efendi'nin icra edildiÄŸi bir konser düzenlendi. Bu tarihi geceye BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan eÅŸiyle birlikte katılırken, çok sayıda bakan da Itri dinlemek için salona geldi. Gecenin açılışında Kültür Bakanı ErtuÄŸrul Günay kısa bir konuÅŸma yaptı. Günay, 1712'de vefat eden Nabi ve Itri'nin 300. ölüm yıldönümleri münasebetiyle 2012'nin "Itri" ve "Nabi" yılı ilan edildiÄŸini söyledi. Günay, gelecek yıl da Piri Reis'in ünlü haritasının 500. yıldönümü münasebeti nedeniyle etkinlikler olacağını haber verdi. Selçuk Üniversitesi Tıp Faküntesi Kardiyoloji Anabilim Dalı BaÅŸkanı Prof. Dr. Bülent Behlül Altınkeser de yaptığı kısa konuÅŸmada Nabi ve Itri hakkında bilgi verdi ve bazı bestelerini okudu. Altınkeser, "41 senelik tehirle içinde bulunduÄŸumuz salon Buhurizade Mustafa Itri Efendi,yani Itri olacaktır" ifadelerini kullandı. Devlet Türk MüziÄŸi AraÅŸtırma ve Uygulama TopluluÄŸu tarafından eserlerin icra edildiÄŸi konserde Itri'nın Neva Kar, Isfahan Murabba Beste, Dügah Murabba Beste, Hisar Ağırsemai, Nühüft TevÅŸih, Pençgah Murabba Beste, Rast Ağırsemai, Segah Tekbir ve Salat-ı Ümmiyye ve Segah Yürüksemai gibi eserleri icra edildi. Konser sonunda ise Sanat Yönetmeni Murat Salim Tokaç, Itri'nin bestelerini icra etmenin zor olduÄŸunu söyleyerek, iki yıldır bu konsere hazırlandıklarını belirtti. Tokaç, "Hatırlamak deÄŸil unutturmamak unutturmamak dileÄŸiyle" ifadelerini kullandı. Gecenin sonunda BaÅŸbakan ErdoÄŸan ve eÅŸi Emine ErdoÄŸan da sahneye çıkarak sanatçıları tek tek tokalaÅŸarak tebrik etti. ErdoÄŸan, Murat Salik Tokaç'a da bir plaket takdim etti.
(*)
Sayın Yılmaz KARAKOYUNLU'nun, HABERTÜRK Gazetesinde çıkmış yazısını, İnternet'den aktarıyorum:
[[ CSO Meydan Muharebesi
17 Haziran 2009 ÇarÅŸamba
(…..) 27 Aralık 1971 tarihinde Ankara CSO Konser Salonu'nda Itri Konseri verilmesi kararlaÅŸtırılmıştı. Konseri, Türk musikisinin üstad isimlerinden İsmail Baha Sürelsan yönetecekti. Kültür Bakanı Talat Sait Halman ile mutabakata varılmıştı. Provalar ciddiyet ve özen içinde yürütülüyordu. Bu mutabakat 3 AÄŸustos günü kamuoyuna açıklanmıştı. Herkes bu konseri merakla bekliyordu. Derken, CumhurbaÅŸkanlığı Senfoni Orkestrası viyolocularından Faruk Güvenç, BaÅŸbakan Nihat Erim'e bir ÅŸikayet mektubu gönderdi. CSO Konser Salonu'nda "Itri Konseri" verilmesini, "Atatürk ilkelerinden sapma" olarak gösteriyor ve "Kemalist müzikçilerin tepkiler vermeden" konserin iptalini istiyordu.(*)
BeÅŸ gerekçe ileri sürmüÅŸtü. Bunların özetini kendi kaleminden aktarıyorum:
Talat Sait Halman, iÅŸ başına gelir gelmez Topkapı Sarayı'nda konser düzenlemiÅŸtir.
Turist mevsiminde Galata Mevlevihanesi'ni açıp haftada iki ayin yaptıracağını müjdelemiÅŸtir.
İngiliz Kraliçesi'nin karşısına Atatürk Türkiyesi'nin sanat temsilcisi olarak Münir Nurettin Selçuk'u çıkarmıştrır.
"Devlet" Konser Salonu'nda "Itri Gecesi" tertiplemiÅŸtir.
Alaturkanın öÄŸretileceÄŸi bir "Devlet konservatuvarı" açacağını beyan etmiÅŸtir.(**)
Daha sonra eÅŸi Suna Kan, Nihat Erim'e bir mektup yazarak "devlet" konser salonunda alaturka konser vermeyi Atatürk devrimleri'ne aykırı olduÄŸunu yazmıştır.
Rivayet olundu ki, CumhurbaÅŸkanı Cevdet Sunay'ı da harekete geçirdiler. Hatta araya İsmet PaÅŸa'yı da koydular. Nihat Erim Hükümetini "reformist" deÄŸil, "deformist" olara ilan ettiler. Nihat Erim'in eli ayağına dolaÅŸtı.
Buna "Birinci CSO Meydan Muharebesi" deniyordu.
1971 yılında dönemin CumhurbaÅŸkanı korktu… Muhalefer lideri korktu… Nihat Erim'e yüklendiler. Erimin de gözü korktu. Eli ayağına dolaÅŸtı.
Korkmayan tek kiÅŸi Kültür Bakanı idi. Konserde ısrar etti; BaÅŸbakan Erim, bu mektuplar üzerine Talat Halman'ı bakanlıktan aldı… Bunun için yeniden kabine kurdu. Aynı gün Itri Konser iptal edildi… Opera konser salonu bomboÅŸtu.
Türkiye'nin Devlet Klasik Türk MüziÄŸi Korosu vardır; ama devlet salonunda konser verme imkanı yoktur.. Bugün de yok… (…) ]]
( * ) Dr. C. ÖNEY> 25.6.1973 tarihinde, Topkapı Sarayı'nda, "Saraydan Kız Kaçırma Operası" sunuldu.
(**) Dr. C. ÖNEY> Asıl hedef, Türk Musikisi Devlet Konservatuarı'nın açılmasını önlemekti,.. Alafrangacılarımız, CSO Konser Salonu senaryosunu bir bahane olarak tertip ettiler..
Muhterem Talat Sait Halman; gelecekdekilere de örnek olacak bir davranışda bulunmuÅŸtur.
****************
AÅŸağıdaki haber, 24 Åžubat 2012 tarihli akit gazetesi 16ncı sahîfasından -kısaltılarak- alınmıştır.
AK Parti'nin YÖK Yasa'sını Genelkurmay'da görüÅŸmüÅŸler
Ergenekon davasının tutuksuz sanığı MGK eski Genel Sekreteri Tuncer Kılınç, AK Parti'nin hazırladığı YÖK Yasa Tasarısı'nı, aralarında Ergenekon sanığı Fatih HilmioÄŸlu'nun da bulunduÄŸu bazı rektörlerle Genelkurmay'daki makamında görüÅŸtüÄŸünü söyledi.
KENAN KIRAN/İSTANBUL
(…..) İkinci "Ergenekon" davasının 159. duruÅŸmasına CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Türk Metal Sendikası Genel BaÅŸkanı Mustafa Özbek, gazeteci Tuncay Özkan, emekli Orgeneral HurÅŸit Tolon ve Prof. Dr. Fatih HilmioÄŸlu'nun da aralarında bulunduÄŸu sanıklar katıldı. (………)
REKTÖRLER, MGK GENEL SEKRETERİ'NE ÇIKMIÅž,
Kılınç, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih HilmioÄŸlu'nun sorusu üzerine, AK Parti Hükümeti döneminde hazırlanan YÖK Yasa Tasarısı üzerine bazı rektörlerin kendisinin yanına geldiklerini söyledi. Kılınç, "YÖK Yasa Tasarısı hazırlanmıştı. Fatih HilmioÄŸlu'nun da bulunduÄŸu rektörler gelmiÅŸti. Ferit Bernay, Fatih HilmioÄŸlu'nu hatırlıyorum" dedi. HilmioÄŸlu, Mahkeme Heyeti'ne Tuncer Kılınç'ın makam odasında rektörlerle gerçekleÅŸen görüÅŸmenin fotoÄŸrafını verdi. Söz konusu fotoÄŸrafı inceleyen Tuncer Kılınç, "FotoÄŸraftaki kiÅŸi benim. Bu görüÅŸme, 3 Mart 2003 tarihinde benim makam odamda gerçekleÅŸti. Ben MGK Genel Sekreteri olarak üniformalıydım" dedi.
Tutuklu sanık Prof. Dr. Fatih HilmioÄŸlu da, YÖK Yasa Tasarısı için Genelkurmay Eski BaÅŸkanı Emekli Orgeneral YaÅŸar Büyükanıt, Dönemin jandarma Genel Komutanı Emekli Orgeneral Åžener Eruygur ve dönemin MGK Genel Sekreteri Emekli Orgeneral Tuncer Kılınç'la görüÅŸtüklerini söyledi. (…)
AÅŸağıdaki Haber; 27 AÄŸustos 2012 tarihli akit gazetesi 20nci sahîfasından aynen ve tamâmen alınmıştır:
[[ Ünlü Rus keman virtüözü Sergey: Ezan sesinden çok etkilendim
ANTALYA – Antalya'da yaÅŸayan dünyaca ünlü Rus devlet sanatçısı kemancı Sergey Kravchenko ve Litvanyalı meslektaşı Jurgis Dvarionas, genç yeteneklerin artık virtiöz olmak yerine bir an önce popüler olmayı tercih etmesinden yakınarak, 20. yüzyılın ünlü isimlerinin yerinin doldurulamayacağını söyledi. Ünlü Rus keman sanatçısı Sergey Kravchenko, 2 yıldır Antalya'nın Konyaaltı İlçesinde satın aldığı evde yaşıyor. Kışın Moskova Çaykovski Konservatuvarı'nda görev yapan 65 yaşındaki profesör Kravchenko, yılın belli dönemlerinde Antalya'ya gelerek hem dinleniyor hem de sanatsal çalışmalarına devam ediyor. Türkiye'de kendisini ÅŸaşırtan ÅŸeylerin başında ezan sesinin geldiÄŸini vurgulayan Kravchenko, dinledilçe her vakit ezanın farklı makamlarda okunduÄŸunu fark ettiÄŸine deÄŸindi. Kravchenko, özellikle ikindi ezanında müezzin diÄŸer vakitlere göre daha güçlü bir sesle ezanı okuduÄŸunu vurguladı. Litvanya Müzik Akademisi'nde profesör Jurgis Dvarionas ise geleneksel kültürün korunması gerektiÄŸine iÅŸaret ederek, "Hip hop gibi popüler kültür müziklerini dinliyor musunuz? sorusuna ise "Müezzinin sesi benim için daha güzel" diye yanıt verdi. ]]
21.o6.1986 târihli Yeni Nesil'de çıkan "Millî Mücâdele Târîhimiz yazılmalı!." baÅŸlıklı yazımın sonundaki beyitlerim:
Misâk- millî?..
Millî misâkı izledi Millî Mücâdele:
DüÅŸmanların desîsesi saptırdı gàyeyi!..
*
Zâlimin fendi!..
Kaldı yollarda ÅŸehîd, İzmir'e gàzî girdik;
İngiliz; ver, dedi İstanbul için fidyesini!..
*
Mudanya'dan önce!..
İlk hedef Akdeniz'dı.. doğruydu..
Râzı olduk sonunda Marmara'ya!..
*
Karşımızda oturtmadılar!.
MaÄŸlûbiyetle harbi kapatmış; siyâseten
Gàlip pozundadır Yunanistan Mudanya'da!..
*
Bugün de çekiyoruz!..
MaÄŸlûb iken Yunan, niye yoktur Mudanya'da?..
Çektik Lozan'da biz bu hatânın cezâsını!,,
*
Haçlının kini!..
Türk-İngiliz görüÅŸmesi baÅŸlar Mudanya'da;
Gündemdedir Birinci Cihan Harbi, Mondros!..
*
İşin doğrusu!..
KurtuluÅŸ Harbi bulur son, 9 Eylül dediler…
Girdik İstanbul'a yıl sonra, verip fidyesini!..
*
Lozan'da
"Nuh!" deyip durma da imzâla ÅŸunu;
Yoksa çıkmam, dedi, İstanbul'dan!..
*
Lozan'daki karşılaşma!
Birinci devresi 1-1 berâbereyle geçip;
İkinci devrede 5 gol yiyince döndü ekip!..
*
Versay ve Lozan!
Versay'ın kopyası gerçekte Lozan!..
Gayr-ı Müslimlere tâviz, cabası!..
*
Koridor kıskacı!..
Oku, dikkatle Lozan, Versay'ı.. târihlere sor!..
MüÅŸterek yönleri pek çok.. Ege, Danzig koridor!..
*
Oku ve anla!
Lozan muâhedesinden verir sahih haberi;
Otuz yedinci ilâ kırk beÅŸinci maddeleri!..
**********************************************************************
İslâm san'atları Sempozyumu (*)
Dr. Cahit Öney
İSLÂMIN getirdiÄŸi bir ortak san'at görüÅŸü ve bunun kaideleri mevcuttur. Bu görüÅŸler her islâm memleketinde yorumlara tâbî kılınmış ve özde ortaklık, beraberlik korunmakla berâber farklı ÅŸekiller, formlar ortaya çıkmıştır. Bu çeÅŸitlenmelerden bir kısmı diÄŸer dindaÅŸ milletlerce de kabul görmüÅŸ, benimsenmiÅŸtir. Son asırlarda Hilâfetin makarrı olmak dolayısıyla Osmanlıların tesiri tabiatıyle çok daha fazladır. Bunlara kısa misaller olarak mîmârî ve makamla okunan Mevlid-i Åžerîf'in; Hatib zâkiri Hasan Efendi veye Buhûrî-zâde Mustafa Itrî Efendi tarafından seslendirilmiÅŸ olduÄŸu münâkaÅŸa mevzûu Salât-ı Ümmiyye'nin, Tekbîr'in diÄŸer İslâm memleketlerinde de taammümü bunlardan baÅŸlıcalarıdır. İslâm mûsıkîsi Osmanlılar zamanında Câmi Mûsıkîsi ve Tasavvuf Mûsıkîsi dallarında çeÅŸitli ve kıymetli formlar kazanmıştır. TevÅŸih, Cenâze salâtı (Batının cenaze marşı bunun muahhar mukabilidir), Tesbîh, Temcie, Mîrâciye gibi…
San'at da dâhil her faâliyet, ancak esasları Kur'ân-ı Kerîm ve Hadis-i Åžeriflerden kaynaklandığı, mülhem olduÄŸu; onların esaslarına hürmet ve riâyet gösterdiÄŸi nisbette İslâmîdir. Bu san'atların baÅŸlıcaları ise ses san'atları (mûsıkî), dil san'atları (edebiyat, ÅŸir…), hat san'atı, mîmârî, tezhib ve tezyin san'atlarıdır. Bunlardan mûsıkînin İslâma nisbetini, İslâmî menÅŸeini 1982 Milletlerarası Türkoloji Kongresinde sunduÄŸumuz nâçiz bir tebliÄŸde belirtmeÄŸe çalışmıştık.
18/22 Nisan 1983 tarihleri arasında İstanbul'da İslâm Tarih, San'at ve Kültürünü AraÅŸtırma Merkezinde, Hicretin 15'inci asrını kutlama programı çerçevesinde bir sempozyum tertîb edildiÄŸini; bu sempozyuma çeÅŸitli ülkelerden 50 civarında ilim adamının katılacağını; sunulacak tebliÄŸlerin büyük kısmının AraÅŸtırma Merkezine ulaÅŸtığını; bu tebliÄŸlerin kitap olarak neÅŸredileceÄŸini; İslâm san'atları sergisinin ise 5 ay ziyârete açık kalacağını gazetemizin 20 Mart 1983 tarihli nüshasında çıkan röportajlardan öÄŸrenmiÅŸ bulunuyoruz. Bundan duyduÄŸumuz sevinç ve iftihar sonsuzdur. Fakat bu sempozyumda İslâm mûsıkîsi mevzuunda memleketimizden mûsıkîÅŸinasların dâvet edildiÄŸini de iÅŸitmiÅŸ deÄŸiliz. Bu mvzûda ise, en salâhiyetli ÅŸahsiyetler yurdumuza bulunmaktadır. Bir kısım İslâm memleketlerinde mûsıkî konservatuarlarını biz Türklerin kurduÄŸu (misal olarak BaÄŸdat Konservatuarı) bunun misâli, isbâtıdır.
Mûsikînin İslâm san'atları içindeki mümtaz ve müstesnâ yerinin sebeplerini yukarıda sözü geçen nâçiz tebliÄŸimizde ortaya çıkarmaÄŸa çalışmıştık. Bu sempozyumun noksan kalacağını belirtmekle iktifâ ediyor ve gelecek yıl "İslâmda Mûsıkî" müstakil mevzûlu bir sempozyum tertibini AraÅŸtırma Merkezinin yetkililerinden bekliyoruz.
______________________________________
(*) 12 Eylül 1980 darbesi, Yeni Asya gazetesini kapatınca, önce Tsvir ve sonra Yeni Nesil isimleri ile neÅŸriyâta devâm edilmiÅŸ idi.
Yukarıdaki yazım, Tasvir gazetesinın 26.3.1983 Cumartesi nüshasından alınmıştır.
PATRİOT ve Bir Rum TÜRKÜSÜ (09.01.2013)
Patriotların gündemde olduÄŸu ÅŸu günlerde, çaÄŸrışımla 70 yıl önceye döndüm:
Baylarbeyi ile Çengelköy arasındaki Havuzbaşı mevkiimde. İlkokulun ve önündeki, kitâbeli çeÅŸmenin karşısında, 88 No. evimizde idik. Annem Rahime Öney, Çengelköy Rum İlkokulu Türkçe ve Kültür dersleri öÄŸretmeni idi. Bu okulun sokağında büyük çoÄŸunlukla Rumlar ikàmet ederdi. Bazılaının isimlerini de hatırlıyorum: Kasap TanaÅŸ, Okulun müdîresi Efimiya Kamalakidu (erkek kardeÅŸi ben yaÅŸlardaki Yani K. nun, sonraları Papaz olduÄŸunu iÅŸitmiÅŸtim), ÖÄŸretmen Uraniya ve ablası Eleni (kendisinden, Ortaokul 1'de Fransızca ders almıştım) ile Hararambos (çikolata fabrikası vardı); resmî bayram günleri yürüyüÅŸleri ve bahar gezilerine âilece biz de katılırdık. Ben yaÅŸdakilerle arkadaÅŸ olmuÅŸtum; bir kısmının isimleri: Vasil Stara, Koço KörpeoÄŸlu.. Kilise sokağı nihâyetine doÄŸru Terzi Katina, zenginlerden "Gazcı Koço" vs.
Şu Rumca şarkıları hatırımda kalmış:
PATRİOTA (re-re-re-re) PENDİDEKA (re-do-re-re) MARGORİÇA (re-do-re-mi) MU (4 re)
Aynı melodi ile:
KEMER PANDRAP SANİ FİLİ MARGORİÇAMU
24.1.1996 YENİ ŞAFAK gazetesinden alıntı:
[[ A L I N T I (Dizgi hataları dahi düzeltlmeksizin, aynen ve tamamen..)
Bir ÅŸarkının hazin hikâyesi
ALAEDDİN YavaÅŸca, klasik musikimizin en büyük icracılarından biri olduÄŸu kadar, bilgisi, tecrübesi, ve hoÅŸsohbetliÄŸiyle de seçkin bir ÅŸahsiyettir. Atatürk Kitaplığı'nda gerçekleÅŸtirilen Hatıralarla Türk MüziÄŸi'nin yakın tarihi baÅŸlıklı sohbetler dizisinin ilkinde son derecede ilginç anekdotlar anlattı. Özellikle Lem'i Atlı'nın "Bu imtidâd-ı cevre kim bahtın ÅŸitâb-ı var" güfteli UÅŸÅŸak ÅŸarkısının hikâyesi çok çarpıcıydı. Yıl 1952 veya 1953; Halk Partisi'nden bir hanım milletvekili Demokrat Parti'ye geçmek istemektedir; TBMM kürsüsünde etkili konuÅŸmalarıyla tanınan, aktif, becerikli, ceberut bir hanım. Bunun için vaktiyle babasının yakın dostlarından olan Refik Koraltan'a aracı olması için ricada bulunur. Ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Midhat Dülger'in Kalender'deki büyük evinde yemekli bir toplantı düzenlenir. Refik Koraltan, bu toplantıda eÅŸi Mukbile Hanım'ın akrabalarından Alâeddin YavaÅŸça'nın da küçük bir konser vermesini istemiÅŸtir. Ve toplantı günü gelir çatar. Uzun yemek masasının etrafında kimler yoktur ki! Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü, Refik Koraltan, yani dört kurucu ve önde gelen bakanlar, milletvekilleri… Hepsi de hanımlarıyla gelmiÅŸlerdir. (…) Alaeddin YavaÅŸca, birkaç eser okuduktan sonra Menderes'in kalktığını görür ve fena halde alınarak "Hiç konserin yarısında kalkılır mı, sevmiyorsan musiki istemeseydin? diye geçirir içinden. Fakat tam o sırada kulağında birinin nefesini hisseder ve bir fısıltı: "Sayın doktor; acaba repertuarınızda 'Bu imtidâd-ı cevre kim bahtın ÅŸitâbı var' ÅŸarkısı var mı?" "Dönüp baktım ki Adnan Menderes" diyor Alaeddin YavaÅŸca, "MeÄŸerse arkadan dolaÅŸmış. 'Var efendim' dedim. 'Lütfen okur musun, rica edeceÄŸim?' dedi. 'Hayhay efendim' dedim. Gitti yerine oturdu ve bu sefer aynı ÅŸarkıyı yüksek sesle istedi. DüÅŸününüz, bir sanatkârı, istediÄŸi ÅŸarkının repertuarında bulunmaması ihtimalini düÅŸünerek kalabalık önünde küçük düÅŸürmemek için gidip önce kulağına fısıldıyor. Varsa isteyecek! Ne büyük incelik! DoÄŸrusu içimden geçirdiklerimden utandım."
Adnan Menderes'in sözkonusu ÅŸarkıyı istemesi sebepsiz deÄŸildir. Akrabalarından Dr. Nazım'a, İstiklal Mahkemesi tarafından idama mahkum edildikten sonra, mutat olduÄŸu üzere, son arzusu sorulur. Ünlü İttihatçı der ki: "Gidin PaÅŸa'ya söyleyin, 'Bu rüzgâr-ı bî-mededin inkılâbı var."
Bu, Adnan Menderes'in sözkonusu toplantıda Alaeddin YavaÅŸca'dan istediÄŸi UÅŸÅŸak ÅŸarkının dördüncü mısrasıdır.
Dr. Nazım'la ilgili idam kararı, Atatürk'e imza için Marmara KöÅŸkü'nde bir balo sırasında götürülür. Refik Koraltan'ın YavaÅŸca'ya anlattığına göre, rengi sararan Atatürk kalemi elinden atar. İsmet PaÅŸa'nın "PaÅŸam zaaf göstermeyin!" ihtarı üzerine istemeyerek imzalarken Dr. Nazım'ın son arzusunun ne olduÄŸunu sorar. Söylediklerini aynen naklederler. Bunun üzerine, üzüntülü bir sesle "Kaldırın bu ÅŸarkıyı" deyiverir. Ve ÅŸarkı repertuardan çıkarılıp yasaklanır.
Lem'i Atlı'nın UÅŸÅŸak Åžarkısı üzerindeki yasak Kalender'de yapılan o yemekli toplantıya kadar devam edecektir.
Menderes, Alaeddin YavaÅŸca'ya aynı ÅŸarkıyı bir defa daha okuttuktan sonra, "Çok rica ederim doktor, bunu bir radyo emisyonunuzda okuyunuz ve okuyacağınız zamanı bana bildiriniz!" der.
YavaÅŸca, Lem'i Atlı'nın bu güzel ÅŸarkısını, radyoda, bir öÄŸle yayını için repertuarına aldığını ve Adnan Menderes'e de bildirdiÄŸini anlattı. Yayın biter bitmez YavaÅŸca'yı arayan BaÅŸbakan, heyecanlı bir sesle: "AÄŸzınıza saÄŸlık aziz doktor" der, "Çok memnun ve mahzuz oldum. Çok rica ediyorum, arkadaÅŸlarınıza da eÄŸer kendilerinde yoksa notalarını veriniz, repertuarlarına alsınlar!"
Lem'i Atlı'nın ÅŸarkısı üzerindeki yasak böylece kalkar kalkmasına ama "rüzgâr-ı bî-meded" meÅŸ'um bir "inkılab"la Menderes'i de vurur.
BeÅŸir AyvazoÄŸlu
Dergah (C. Öney'in Notu: Ocak 1996)
(Visited 22 times, 1 visits today)
İlgiliMakaleler:
RSS 2.0 ile yeni eklenen yorumları takip edebilirsiniz.
Both comments and pings are currently closed.