Yûnus Emre, Sünnî bir ÅŸâir olduÄŸu halde Onu "Alevî?" olarak tanıtmak isteyenler; Ona "hümanist!" … diyenler olmaktadır.
6 Aralık 1991 tarihli ZAMAN'da çıkmış 2 makàle : ManÅŸet üstünde: Anna Masala'dan Yunus'u yanlış tanıtanlara cevap ManÅŸet: Yunus Emre, ışığını Hz. Muhammed'den aldı İbrahim BALTA İSTANBUL (ZAMAN) Roma Üniversitesi Türkologlarından Prof. Dr. Anna Masala Yunus Emre'yi çaÄŸlarüstü kılan özelliÄŸin Hz. Muhammed'den aldığı ışık olduÄŸunu belirterek, "Yunus Emre 'adı güzel kendi güzel Muhammed' demek suretiyle Hz. Peygambere olan sevginin büyüklüÄŸünü ve hürmetini belirtmiÅŸtir" ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Anna Masala Yunus Emre'nin herÅŸeyden önce bir Müslüman ve Türk olduÄŸunu belirterek, "Osmanlı İmparatorluÄŸu ve Müslüman dünyası öteden beri daima Avrupa'ya tolerans ile ders vermiÅŸlerdir" dedi. Yunus Emre'yi çaÄŸlarüstü kılan özelliÄŸin Hazret-i Peygamber'den aldığı ışık olduÄŸunu anlatan Masala, Hazret-i Muhammed'in getirdiÄŸi nura büyük bir saygı duyduÄŸunu ifade ederek onun son peygamder olduÄŸunu da sözlerine ekledi. Masala özetle ÅŸunları söyledi: "Yunus Emre 'adı güzel kendi güzel Muhammed' demek suretiyle Hz.Muhammed'e olan sevgi ve hürmetini ne güzel ifade etmiÅŸtir.
Yunus Hz. Peygamber'den ışık almıştır. Hz. Peygamber ise o nurun kaynağıdır. Bilhassa bugün için dünya boÅŸ günler geçiriyor. Bugünkü dünyanın bu sevgi kılavuzuna ihtiyacı büyüktür. Yunus Emre de adını bütün dünyaya duyurmuÅŸ bir müslümandır. Meselâ biz İtalyanlar da bugün Yunus'u kolayca kabul edebiliriz." 1992 yılının "Hz. Muhammed yılı" olmasını da olumlu karşılayan Anna Masala, Hz. Muhammed'e çok baÄŸlı bulunduÄŸunu ve onu çok sevdiÄŸini söyledi. Bu kanaata araÅŸtırmaları neticesinde ulaÅŸtığını dile getiren Masala, "Çünkü Hz. Muhammed bir nur getirdi. Bu nuru bütün dünyaya ve insanlığa getirdi. O son peygamberdir. Benim fikrim budur" dedi. Anna Masala Hz. Muhammed yılına çaÄŸrıldığı takdirde kendisinin bu daveti memnunlukla kabul edeceÄŸini ifade ederek, "Böyle bir davete Nuru Muhammed'in hatırı için gelmekten büyük bir memnunluk duyarım" ÅŸeklinde konuÅŸtu.
ZAMAN, 6 Aralık 1991 Cuma'da Yavuz Bülent Bakiler 'in, "Yunus Emre'nin AlevîliÄŸi" baÅŸlıklı yazısı :
Bir Alevî dedesi olan Prof.İzzettin DoÄŸan, "Star 1"deki KIRMIZI KOLTUK programında ÅŸöyle söylemiÅŸ: "Yunus Emre de Alevîdir!" demiÅŸ! Eyvallah! Eyvallah! Eyvallah! Prof.İ.DoÄŸan'ın dedeliÄŸi, babası DoÄŸan DoÄŸan'dan geliyor. DoÄŸan DoÄŸan Malatya eski milletvekillerindendi. DoÄŸan DoÄŸan'ın efendi, mütevazı, insana hep saygı telkin eden hali gözlerimin önündedir. DoÄŸan dede, bir Malatya'lıda bulunması gereken inceliklerle yüklü bir efendi adam olarak yaÅŸadı ve öldü. İzzettin DoÄŸan'la , Ankara'da, birkaç saat süren bir yemek sohbeti dışında görüÅŸmemiz olmadı. Bu bakımdan, AlevîliÄŸi ne dereceye kadar bildiÄŸini söyleyemem. Çünkü Alevîlik baÅŸka Alevî baÅŸkadır. Her Alevînin, AlevîliÄŸi gerçek mânâda bildiÄŸini kimse iddia edemez. Nitekim her Sünnî de, Sünnî dünyası içlnde deÄŸildir. Prof.İ.DoÄŸan'ın basına intikal eden beyanını dikkatle okudum. Söyledikleri arasında doÄŸrular da var, yanlışlar da. DoÄŸan'ın en büyük yanlışlığı, Åžamanizmle AlevîliÄŸi biribirine karıştırmasından doÄŸuyor. İçki konusunda söylediklerine, AlevîliÄŸi bilen Alevîlerin de katılması mümkün deÄŸildir. Çünkü Alevî inancında içki, Kur'an'da yasaklandığı için, kesinlikle haramdır. Bâzı Alevîlerin ve bâzı Sünnîlerin içki içmeleri dinden kaynaklanmıyor. Bu hâl, Alevîlerin ve Sünnîlerin zaaflarından, bigisizliklerinden, iblise uymalarından ortaya çıkıyor. Bu konuyu, bir baÅŸka yazımda, bizzat Hacı BektaÅŸ Velî 'nin MAKALAT 'ından alacağım örneklerle açıklayacağım.
Önce, Prof. İ.DoÄŸan Dede'yi "Yunus Emre de Alevîdir!" iddiasından dolayı tebrik ederim. Çünkü, Türkiye'de Alevî olmalarına raÄŸmen AlevîliÄŸi kat'iyyen bilmeyen bazı kimseler, Türk'ün İslâmiyet'ten önceki dinî inancı olan Åžamanizm 'le AlevîliÄŸi biribirine karıştırıyorlar. ( … ) … iki gerçeÄŸi kayıtsız-ÅŸartsız kabul etmek mecburiyeti vardır: 1- Bütün Alevîler Müslümandırlar! 2- Alevîlik Hazreti Peygamberin vefatından sonra, tamamen siyasî sebeplerden ortaya çıkmıştır. ( … ) Hz.Ali sevgisindeki ifratları, yani Galiye sapıklığını, hiç kimse Alevîlik olarak gösteremez.(10)
( … ) Namaz, oruç, zekat, hac hakkında İslâm neyi emretmiÅŸse Alev'i Yunus'un ÅŸiirlerinde onları da noksansız olarak görüyoruz. (…) Yunus Emre'nin Alevî olduÄŸunu söyleyen Prof.İzzettin DoÄŸan Dede ÅŸayet, AlevîliÄŸi, yani İslâmiyeti aynen Yunus Emre gibi anlamıyor ve anlatmıyorsa, bunları bilmiyor veya bildiÄŸi halde Alevî camiasına öÄŸretmiyorsa o vebaldadır ve kat'iyyen Alevî deÄŸildir.( … )
[ – Gerçekleri ketm eylememek gerektiÄŸi inancıyla – Åžu bilgiyi de nakle, kendimi mecbûr hissettim: 19.02.2005 Cumartesi VAKİT gazetesi 2. sayfasında Selâhaddin Çakır “Kerbelâ’yı ‘nasıl deÄŸil, niçin olduÄŸu’yla anlamak” baÅŸlıklı yazısında: Hatırlatalım ki; TRT-İnt’deki bir programda, Yavuz Bülent Bakiler, ‘ İki Arap’ın asırlarca önceki kavgasından bize ne ? ‘ diyecek kadar kaba bir üslûb bile sergiliyebilmiÅŸtir. ]
27.4.1997 Pazar AKİT gazetesinde çıkan "Alevi zirvesinde çatlak" baÅŸlıklı yazıdan :
Cem Vakfı ve Hacı BektaÅŸ Veli Anadolu Kültür Vakfı İstanbul Åžubesi, Demokratik Dayanışma Vakfı öncülüÄŸünde dün gerçekleÅŸtirilen "1. Ehlibeyt Kurultayı"na katılmayacaklarını bildirdiler. Cem Vakfı Genel BaÅŸkanı Prof. Dr. İzzettin DoÄŸan, yaptığı yazılı açıklamada, Aleviler'in ve tüm müslümanlar'ın saygı duyduÄŸu "ehli beyt" ismini kullanarak ilgi çekmeye çalışan kiÅŸilerce düzenlenen kurultayla, Cem Vakfı'nın uzaktan ve yakından hiçbir ilgisi olmadığını belirterek, kurultaya katılmayacaklarını kaydetti. Prof. Dr. DoÄŸan, toplantıyı tertipleyenlerin, Aleviler'i ve düÅŸüncelerini temsil yetkisine ve ehliyetine sahip olmadıklarını da söyledi. Hacı BektaÅŸ Veli Anadolu Kültür Vakfı İstanbul Åžube BaÅŸkanı İsmail Saçlı da, yaptığı yazılı açıklamada, tertip komitesinde isimleri ve kurumları bulunan ÅŸahısların, "Türk-İslâm sentezcileri ve Åžii kuruluÅŸları" olduÄŸunu belirterek , "Bunların, Anadolu AleviliÄŸi ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Alevi-BektaÅŸi örgütleri, bu toplantıya katılmama kararı almıştır" dedi.
KURULTAY BAÅžLADI
Bu arada; Federasyon oluÅŸturmayı ve ekonomik örgütlenmeyi hedefleyen 128 Alevi dernek ve vakfı, Demokratik Dayanışma Vakfı'nın (DDV) öncülüÄŸünde İstanbul'da düzenlenen "1. Ehl-i Beyt Kurultayı"nda bir araya geldi. Aralarında Cem Vakfı ve Hacı BektaÅŸ Veli Anadolu Kültür Vakfı'nın da bulunduÄŸu 6 Alevi derneÄŸi ise "Türk-İslâm sentezi yapıldığı ve Åžii kuruluÅŸlarının biraraya geldiÄŸi" gerekçesiyle kurultayı protesto ederek katılmadı. Polat Rönesans Oteli 'nde dün baÅŸlayan kurultayın açılış konuÅŸmasını yapan Tertip Komitesi BaÅŸkanı Türabi Öztoprak, Alevi toplumunun sorunlarını çözmek ve çeÅŸitli olaylar karşısında "cevap hakkını" kullanmak için biraraya geldiklerini söyledi. Kurultay için bütün Alevi dernek ve vakıflarına çaÄŸrıda bulunduklarını belirten Öztoprak, ancak, bazı dernek ve vakıf temsilcilerinin "kiÅŸisel çıkarları ile mevkilerini korumak için" kurultaya katılmadıklarını savundu. Öztoprak, buna karşın 128 Alevi dernek ve vakfın kurultayda hazır bulundyÄŸunu sözlerine ekledi. Demokratik Dayanışma Vakfı BaÅŸkanı Fermani Altun da,
Türk halkı arasında bir inanç sorunu bulunmadığını belirterek, "Sorun, bu inançlar kullanılarak siyaset aracılığıyla dinin kullanılmasıdır. Bizim Sünni kardeÅŸlerimiz ile hiçbir sorunumuz yok. Sorunumuz sistemdeki yanlışlıklardır. Sistem içindeki tek taraflı uygulamalar kaldırılsın ve gerçek laik demokratik ülkelerdeki prensipler uygulansın" diye konuÅŸtu. Okulu, medyası bulunmayan Alevi toplumunun bugüne kadar büyüyemediÄŸini ve birleÅŸemediÄŸini kaydeden Altun, "Devlet içinde tek taraflı kurumlaÅŸan Diyanet'in bağımsızlaÅŸtırılmasını istiyoruz. Bağımsız bir Diyanet'i kimse kullanamaz, buna halk sahip çıkar" dedi.
BAZI ALEVİ DERNEKLERİNİN PROTESTOSU
Bu arada, aralarında Cem Vakfı ile Hacı BektaÅŸ Veli Anadolu Kültür Vakfı'nın da bulunduÄŸu 6 Alevi kuruluÅŸu ise kurultayı protesto ederek katılmadı. ( … ) İzzettin DoÄŸan'a yönelik suçlamalarda da bulunan Fermani Altun, "Kendisi Alevi toplumunu bir cemaat yaptı, üzerine oturdu. 25 milyonluk toplumun tek bir öncüsü olur mu? Böyle bir öncüyü tanımıyoruz" ÅŸeklinde konuÅŸtu. Kurultaya herkesi çağırdıklarını, kurumlaÅŸma ve federasyon haline gelme açısından büyük hedefler ortaya koyduklarını belirten Altun, "Türkiye'de ilk kez bir bütünleÅŸme, birliktelik saÄŸlanıyor. Yarın bir federasyon kurulunca herkes burada olacak. Bu, bir tarihi olaydır" dedi.
ALEVİLER EKONOMİK ÖRGÜTLENMEYE GİDİYOR
Öte yandan, dünkü kurultayda alınan bir karar uyarınca, "Ehl-i Beyt dostları iÅŸadamlarının ekonomik lobileÅŸmesini" saÄŸlamak amacıyla,Demokratik Sanayici ve İşadamları DerneÄŸi (DEMSİAD) kurulacak. Kurultay sırasında dağıtılan üyelik formlarıyla, Alevi iÅŸadamlarının DEMSİAD'a üye olmaları istendi. 1. Ehl-i Beyt Kurultayı'nın sonuç bildirgesi, bugün düzenlenecek bir basın toplantısıyla açıklanacak. Kurultaya, ANAP Genel Sekreteri YaÅŸar Okuyan, Caferi Selahattin Özgündüz, Azerbaycan'daki 11 dernek adına Åžehriban YeÅŸilay, Galata Mevlevihanesi'nin ÅŸeyhi Hasan Dede'nin de aralarında bulunduÄŸu 128 Alevi dernek ve vakfının temsilcisi katıldı. Ayrıca, "rüÅŸvet aldığı ve görevini kötüye kullandığı" gerekçesiyle yargılanan "Alevi kökenli" İstanbul eski Vali Yardımcısı Haydar Åžen'in de kurultaya katıldığı dikkati çekti. Kurultaya, ANAP Genel BaÅŸkanı Mesut Yılmaz ile CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin de birer kutlama telgrafı gönderdiler.
14 AÄŸustos 2006 Pazartesi “internethaber”den alıntılar : Haber baÅŸlığı: Aleviler HacıbektaÅŸ’ı paylaÅŸamadı HacıbektaÅŸ’ın bağımsız Belediye BaÅŸkanı Ali Rıza SelmanpakoÄŸlu, iki yıldır resmi törenleri boykot eden Alevi örgütlerinin, bu yıl ayrı program gerçekleÅŸtirmek için hazırlık yaptığını ileri sürdü. (…) emekli tuÄŸgeneral olan …. SelmanpakoÄŸlu …. Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu, Ankara Alevi BektaÅŸi Federasyonu ve Pir Sultan Abdal DerneÄŸi …. söz konusu üç örgütün, Alevileri İslam dışı gösterip azınlık statüsüne çekmek istediklerini de iddia etti. (…) Pir Sultan Abdal DerneÄŸi Genel BaÅŸkanı Kazım Genç de …. Planlamasında yer almadığımız etkinliklerde figüran olmak istemiyoruz. ‘bin operasyon yaptım’ diyen, onlarca faili meçhul hakkında bilgisi bulunan DYP lideri Mehmet AÄŸar’ın protokolde oturması da bizim için züldür diye konuÅŸtu.
16.05.2007 tarihli Vakit gazetesinde Kemal GümüÅŸ’ün haberinden: [ Topkapı Eresin Otel’de basın açıklaması yapan Dünya Ehl-i Beyt Vakfı BaÅŸkanı Fermani Altun, Avrupa Ehli Beyt Alevi Federasyonu BaÅŸkanı Fuat MansuroÄŸlu, Ehli Beyt Sevgi Ve Dayanışma DerneÄŸi BaÅŸkan Yardımcısı Kemal Altun ile Alevi Dedesi Aziz DoÄŸan, Türkiye’deki Alevilerin yüzde sekseninin kendini Müslüman olarak gördüÄŸünü vurguladı. ]
BUGÜN gazetesi 12 Kasım 2005'de manÅŸet: Hasan Dede: Alevilik ile Mevlevilik aynı ÅŸeydir.
Cem Vakfı tarafından Milli EÄŸitim Bakanlığı'nın Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplarında "Alevi İslâm İnancı'na yer vermemesi üzerine bir basın toplantısı düzenlendi. Yenibosna'daki Cem Vakfı'nda düzenlenen toplantıda konuÅŸan Galata Mevlevihanesi YaÅŸatma DerneÄŸi Onursal BaÅŸkanı ve Galata Mevlevihanesi Dedesi Hasan Çıkar (Hasan Dede) Alevilik ile MevleviliÄŸin aynı ÅŸey olduÄŸunu söyledi. Çıkar, "Mevlâna herÅŸeyi birlemiÅŸtir. Aleviler ile Mevleviler aynı inanca sahipdir"dedi. Alevi Vakıfları Federasyon BaÅŸkanı DoÄŸan Bermek de, Alevi inancına yer verilmesi için dilekçe yazdıklarını belirterek ( ….. )
18.8.2001 MİLLİYET'de yazı başlığı: HAYALLERİ ALEVİSTAN
Diyânet'de BaÅŸmüfettiÅŸlik yaptığı sırada Alevilikle ilgili çalışmalarıyla tanınan, hattâ Aleviler tarafından "AleviliÄŸin SünnileÅŸtirilmesi çizgisinin en önemli teorisyeni, hattâ uygulayıcısı" olarak görülen Dr.Abdülkadir Sezgin ülkücü olduÄŸunu saklamıyor.
Azerbaycan'da darbe giriÅŸiminde de adı geçen ve MHP iktidarda iken yıllar önceki görevine, Mersin'e vaizliÄŸe sürülen Dr. Sezgin ÅŸöyle konuÅŸuyor: "Harita bile hazırlıyorlar" (Türkiye'den toprak talebi olan Alevi grubu var."Alevistan" diye devlet kurmak istiyor, haritalar yayımlıyorlar. Bunlar PKK'dan sonra Türkiye için ikinci büyük bölücü tehdit. Ama bu hallolur. Zaten tabanda problem yok. Problem entelektüel kesimde.( … ) Fethullah Hoca İzzettin DoÄŸan'a cemevi yapma sözü vermiÅŸ.Ankara'da karşılaÅŸtığımızda AleviliÄŸin geçmiÅŸinde cemevi var mı? diye sordu. Ben de "tekke ve dergâh adı cemevi oldu" dedim. Sonra cemevi yapılmadı. ( … ) (Dipnot 21.06.2010 VAKİT sayfa1'den: Kuzey Irak'ta ailesi ile yaÅŸayan, bölücü örgüt PKK'nın eski elebaşılarından Osman Öcalan, VAKİT'e önemli açıklamalarda bulundu… Öcalan: "Ergenekon'un içindeki ve yüksek yargıdaki bazı Aleviler sıkışınca, PKK'daki Aleviler harekete feçti… Katliam emrini veren Mustafa Karasu'dur… Karasu, PKK içinde Alevi dedesi gibi hareket etmektedir" dedi.) Aynı günkü Milliyet'den diÄŸer bir haber: Alevileri SünnileÅŸtirme çabaları olmadığını söyleyen Diyanet İşleri BaÅŸkanı Mehmet Nuri Yılmaz, "cemevine cami iÅŸlevi kazandırmak milletimizin birliÄŸine darbe vurur" diyor.NOTUM(01.01.2007): [Alevilik Hz.Alî’den yüzıllarca önce vâr idi, diyenlerin İslâmla-Tasavvufla hiçbir alâkası olamaz!.]
4 AÄŸustos 1995'de, OHAL (OlaÄŸanüstü Hal) Valisi Ünal Erkan, Tunceli'de ilk Cemevinin temelini attı. (AKİT 4.8.1996)
VAKİT 14.8.2002 sayfa 1'den: Dünya Ehl-i Beyt Alevileri Vakfı BaÅŸkanı Fermani Altun'a göre: Sol; Kur'an ve Sünnet'le yoÄŸrulan bir Alevilik yerine inançsız, Allahsız, Kur'ansız Alevilik istiyor. BaÅŸbakan Bülent Ecevit siyasi sömürü için yarın HacıbektaÅŸ'a gidecek.
11 Ekim 2005 Salı TV Kanal-8, saat 13.50'de, Attila İlhan'ın
vefâtı dolayısıyle, merhûmun bir konuÅŸması ekrana getirildi. A. İlhan, Atatürk'ün Sûriyelilere hitâben ÅŸunları söylediÄŸini naklediyordu: "Alevîler Türk'tür; Alevî, ateÅŸe tapan demektir."
VAKİT 12.10.2004 VAKİT'de Abdurrahim Karakoç'un fıkrasından: (…) Pir Sultan Abdal DerneÄŸi Genel BaÅŸkanı Avukat Kazım Genç, trans haline girmiÅŸ ve edebi, saygıyı bir tarafa burakarak, sayın Tayyip ErdoÄŸan'a "Sayın BaÅŸbakan, Alevinin tırnağı olamaz" hakaretinde bulunuyor..(Radikal, 9 Ekim) Alevi – BektaÅŸi Federasyonu Genel Sekreteri Atilla Erden ise, hakaretin boyutunu iyice yükseltiyor.. İşte ithamı: "BaÅŸbakan, cemevlerinin ibadethane olmadığını söylüyor.. Bunu söyleyecek kadar cahil ve iyi niyetli deÄŸil.. " "Anadolu Alevisi aydınlanma(*)dan yana, İslâm ÅŸeriatını kabul etmiyor." ( ….. )
(*)Prof.Dr.Emre Kongar'ın,İnternet sitesinde"Yeniden DemokrasiDersleri"nden: I) KURULUÅž 1. Aydınlanma sürecini yaÅŸamamış yani dinsel doÄŸmatizmin tutsaklığından kurtulamamış toplumlarda (örneÄŸin köylü toplumlarda) demokrasi geliÅŸmez.( ….. ) [Buna göre,
,Not'um: (Aydınlanma; dinsel doğmatizmin tutsaklığından kurtulma demektir.)]
VAKİT 8.12.2004'den: Avusturya'da yayın yapan bir Türk gazetesinde çıkan habere göre, 50 bin Alevi Yehova Åžahitleri'ne katılarak din deÄŸiÅŸtirdi. Bu durum, bu mezheple rekabet eden diÄŸer Hıristiyan mezheplerinin iÅŸtahını kabartırken, Lazarist misyoner Papaz A.Herget, "Binlerce Aleviyi Yehova Åžahitleri'ne kaptırmak Hıristiyanlar için 'içler acısı' bir durum" dedi. Avusturya Alevi Dernekleri Federasyonu BaÅŸkanı Mehmet Ali Çankaya ise, "Ekonomik nedenlerden dolayı insanların inanç deÄŸiÅŸtirmeleri normaldir" dedi. ( ….. ) NOTUM: Alevistancı Alevîler; Avrupa'da 50 bin Alevînin Hıristiyan olmasına karşı sessizler; "Türkiye'de Müslüman yapılmak isteniyoruz!" diye gürültü çıkarıyorlar!.. "Alman diyor: Hıristiyan_olmuÅŸ, tümen tümen.. / İslâma baÄŸlılık?.. Alevîden ne beklenir?'.." >VEZİN: Mef,ùlü fâilâtü mefâîlü fâilün
TV tartışmalarının en baÅŸarılısını 12 Haziran 2005 Pazar günü 23.40'da FLASH TV'de Sabahattin Önkibar yönetmiÅŸtir. Israrla sorduÄŸu, "AlevîliÄŸin mîlâdı nedir?" idi. "Alternatif" baÅŸlıklı programdan:
Ali Yıldırım (Hukukçu, araÅŸtırmacı) : AlevîliÄŸin miladı 1071' dir. Muaviye-Hz.Ali tartışması ÅŸiiliktir. Alevilik, Anadolu'ya özgü bir inançtır; Anadolu'nun dinidir. Aleviler bütün peygamberleri tanır, 4 kitaba inanır.
Hasan Åžahin (Dede, Seyyid): AleviliÄŸin pîri, Ehli beyt'e, Peygamber'e dayanır. Ali'siz Alevilik olmaz. Alevilik felsefesi evrenseldir.
Hıdır Bulut (Anadolu Alevi önderi, Tlf.la): Alevilerin peygamberi Hz.Muhammed'dir. Alevilik, İslâm dışına itilemez.
Ali Yıldırım: Hz.Muhammed'i biz baÅŸka türlü anlarız: 40lar meclisi.. Mi'rac'da Hz. Muhammed'in karşısına aslan çıkıp hücum ediyor… Dönerken bir ışık görüyor.. Kapıyı vuruyor.. Kimsin? sorusuna"peygamberim" deyince,"bizim peygamberimiz deÄŸilsin"
deniyor.."git sen ümmetine peygamberlik yap!"deniyor.(..) Namaz, hac, orucu Aleviler kabul etmez, inanmaz. Onun yerine dedeyi, semahı tanır.. İzzettin Bey de aynen böyle düÅŸünüyor. Cennet, Cehennem bu dünyadadır. Alevi Kur'ân'a inanır.
Hıdır Bulut: Aleviler Kur'ân'a inanır. Aleviler cemevinde cenaze namazı kılarlar.. Hacı BektaÅŸ, 12 İmam, Hz.Ali, Hz.Hüseyin müslümandılar.. Pir Sultan, Yunus Emre…
Hasan Åžahin: Kur'an'da "namaz" kelimesi geçmez; "salât" duadır. Alevi Kur'ân'a uyar..
Ali Yıldırım: Müslümanlıkta dede var mı? Cem var mı? 40'ların başında Hz.Ali var. Üçüncü defa gelip kapıyı vurunca; Peygambere bir ses geliyor: "Ben bir garibim, fakirlerin hizmetkârıyım, de" deniyor ve o da öyle deyince içeri alınıyor.
Dr.Abdülkadir Sezgin (Diyânet'de görevli): 40'lar meclisi hikâyesi düzmecedir, propaganda eseridir.
Hıdır Bulut: Cennet: iyilik yapmak; Cehennem: zulüm yapmak, hak yemektir.
Aleviler cemevinde namaz kılmazlar.. kadın-erkek bir arada oturur.. gelenler yiyecek getirirler.. hırsızlık, zina yapan cem'e alınmaz.. Dede, meydanda, dedelik için izin ister..
Hasan Åžahin: Alevi cemlerinde içki yok..
Muharrem CoÅŸkun Pir Sultan … DerneÄŸi Genel BaÅŸkanı, tlf'la): Cem evinde içki vardır. Alevilerde Batıda içki vardır; DoÄŸuda, Acemlere yaklaÅŸtıkça içki yasak olur. Aleviler, içkiyi kutsal sayar.
Hasan Åžahin: Alevilerde içki kat'iyyen yoktur; BektaÅŸilerde vardır.
Muharrem CoÅŸkun: Anadolu Alevileri Ortaasya'dan gelmiÅŸlerdir.. Åžaman soyundan gelir; Hz.Ali soyuna baÄŸlamak gerçekçi deÄŸildir. Anadolu Alevileri, Kur'an yerine Buyruk'u koymuÅŸtur. Cemevlerinde kadın hakimdir. (C.Ö. Manzum yorumum : Ayın'la yaz "Alevî"yiii; elif'le yaz ve düÅŸün… / Hatâyı bertaraf_et, öyle ver karârını sen!… )
Hasan Åžahin: BektaÅŸilik; Alevilik üzerine kurulmuÅŸtur. Çünkü, Hacı BektaÅŸ Anadolu'ya gelmeden önce de Anadolu'da
Alevilik vardı.
Muharrem CoÅŸkun: Cemevinde günah çıkarılır..
Hasan Åžahin: Cemevinde günah çıkarma yoktur.
Dr.Abülkadir Sezgin: Bir Arguvan türküsü: Ay Ali'dir, Gün Muhammed'dir der.. 4 Kapıyı, 4o makamı ilk söyleyen Yesevî'dir.. 4 Kapı: Åžeriat, Tarikat, Marifet, Hakikat..
Hasan Hayri Cihan (Avrupa Aleviler BirliÄŸi üyesi,tlf.) :
İslâm dini olmasaydı Alevilik olmazdı. İslâmiyeti inkâr eden Alevi olanaz. (01.55 kapanış)
Son olarak, Diyanet İşleri BaÅŸkanı Prof. Dr. Ali BardakoÄŸlu 28.2.2006 günü Ankara'da ÅŸunları söylemiÅŸtir: Alevilik ile ilgili olarak ise BardakoÄŸlu "Alevilik İslâm'ın içindedir. Hiç kimsenin onu İslâm'ın dışında farklı bir din ve inanç olarak göstermeye hakkı yoktur. Bin yıllık tarihin sözlü ve yazılı geleneÄŸi bunun açık ÅŸahididir. Elbette dinin içinde farklı yorum ve inançlar olacaktır. Bu tabii bir durumdur. Ancak, din içinde ortaya çıkan farklı yorum ve inançları farklı bir din gibi sunmak, algılamak ve tanıtmak her ÅŸeyden önce bu inanç mensuplarına saygısızlıktır. Hele hele bunu uluslararası siyasetin bir talebi haline gelmesi asla kabul edilemez" dedi.VAKİT 1 Mart 2006 s.12 Kenan Ersözlü/Ank
Yûnus Emre'yi "Alevî ÅŸâiri" gösterenler çıkmasaydı, yukarıdaki alıntılara gerek kalmayacaktı!.. Alıntılardan benim çıkardığım sonuç: ÇeÅŸit çeÅŸit Alevîlik/Alevî ile dernekleri, vakıfları, federasyonları vardır; ileride, bunlardan biri gücünü isbât edince "mezhep" olacak ve diÄŸerleri ise -kendileri kabûl etmeseler bile- araÅŸtırmacılar tarafından "tarîkatleri" olarak sınıflandırılacaklardır!..
EK(24-03-2007) Abdülbaki GÖLPINARLI, Milliyet Yayınları Türk Klasikleri Dizisi’nde yayınladığı TÜRK TASAVVUF ŞİİRİ ANTOLOJİSİ baÅŸlıklı ve 1972 tarihli eserinde ÅŸu bilgileri vermektedir: [[ Tasavvufî-Zühdî Edebiyat (Yunus Emre, EÅŸrefoÄŸlu, NizamoÄŸlu, Himmet) ; Melâmî-Hamzavî Halk Edebiyatı (Hacı Bayram-ı Velî, Kaygusuz Vizeli Alâeddin, İdrîs-i Muhtefî, Muhyî, OÄŸlanlar Åžeyhi İbrahim, Gaybî Sun’ullah) ; Alevî-BektaÅŸî Halk Edebiyatı (Kaygusuz Abdal, Åžah İsmâil-i Safavî, Pir Sultan Abdal, Kul Himmet, Hüseynî, Hasan Dede, Kazak Abdal, Seyrânî, Dertli, Celâlî Baba ]]
[[[ 30 Nisan 2007 tarihli YENİ ÅžAFAK’da KürÅŸat BUMİN’in [(Muhtıra sonrası) ikinci gün izlenimlerim] baÅŸlıklı yazısından: Lokantadan çıkarken gerçekten merak ettim: Bu “iÅŸçi emeklisi” vatandaşımızı mitinge taşıyan duygu, düÅŸünce vs. ne idi? İzin isteyip karşısına oturup kendimi kısaca tanıttıktan sonra sorumu sordum. Aldığım cevap AKP’nin dini merkeze koyduÄŸu yolunda ÅŸikayetti her ÅŸeyden önce.
Sözlerini bitirince sordum: Siz Alevi misiniz?
“Evet” diyerek devam etti: “Mitinge katılanların yüzde 90’ı Alevidir. ]]]
ZAMAN 20.05.2007’de Ahmet Dinç’in “CHP’li Alevilerden tuhaf çıkış” baÅŸlıklı haberinden: Pir Sultan Abdal Kültür DerneÄŸi’nin öncülüÄŸünde baÅŸlayan “Alevilik ve Siyaset” baÅŸlıklı konferansta (….) , (…..) DerneÄŸin eski baÅŸkanı Ali Balkız ise ( ….. ) MHP, AKP, SP, ANAVATAN gibi Partilerden aday olan Aleviler neden yol düÅŸkünü sayılmıyor? diye sordu. Alevilikte bir yaptırım kurumu olan“düÅŸkünlük” cinayet, zina, gasp, iftira gibi yüz kızartıcı durumlarda ceza olarak veriliyor. “DüÅŸkün” kiÅŸi toplumdan dışlanıyor, selâm dahi verilmiyor. Sadece öldüÄŸünde cenazesine geliniyor. Doç. Ayhan Yalçınkaya, Alevileri devletle hesaplaÅŸmaya çağırdı. Yalçınkaya, “Devlet onlarca yıldır Alevilere karşı bir kavimkırım uyguluyor. Soykırım bedenleri, kavimkırım ise ruhu yok eder” dedi. ( … )
Ateistlerin açıklaması : Canlılık kazanan bir tek molekülün, Darwin'in söylediÄŸi gibi, yüz milyonlarca yıl süren bir tekâmül geçirerek, nihâyetinde maymun.. insan hâlini alması ve aslı bu olan –yaratılmamış- insanın en deÄŸerli organizma olması fikri/inancı’na Hümanizm denir. DeÄŸerli târihçi ve müzikologumuz Yılmaz Öztuna’nın, 04.08.2006 günkü Türkiye gazetesinde çıkan “’Türk Müslümanlığı’ nedir?” baÅŸlıklı baÅŸyazısından bir bölüm aktarıyorum: [Satuk BuÄŸra Han’dan bir asır sonra, gene Türkistan’da Ahmed Yesevî, tasavvufu Türk Müslümanlığı’na ayrılmaz bir parça olarak ekledi. Tasavvuf, Türk fikir târîhinin en büyük ve köklü akımıdır. (Notum: Tasavvûfu reddedenlere atılması gerekli bu ÅŸamarı alkışlıyorum.) Bir bozkır milletini, Osmanlı’da ÅŸâhikasını bulan estetiÄŸin zirvesine yüceltti. Pîr-i Türkistân Yesevî, Horasan erenlerini Anadolu’ya saldı: Dünyânın en ulu ümanistleri, Mevlânâ, Hacı BektâÅŸ, Yûnus, Nasreddin Hoca, Sultan Veled, Hacı Bayram.. yeni anayurdumuzu aydınlattı, gönüllere nûr saçtı. (Notum: Evvelce de belirttiÄŸim gibi; ümanizm’in tartışılmaz 2 inancı vardır: Birincisi: Yaradan/Hâlık yoktur; insan, mahlûkattan deÄŸildir/ yaratılmamıştır; Darwinizm’de anlatılan tekâmül sonucu ortaya çıkmıştır. İkincisi: İnsan; mütekâmil ve saygıdeÄŸer bir varlıktır. Bu ikinci husûsu müslümanlar benimser ve “eÅŸref-i mâhlûkàt” deyimi ile ifâde ederler..) ]
Bunlar ve diÄŸer örnekler için s.179-180'e bakınız.
(10) AnaBritannica(1993) Cilt:1, s.362'deki Alevilik maddesinden: Hz. Ali'nin Hz. Muhammed'in halifesi olduÄŸunu savunan İmamiye (İsna AÅŸeriye, Caferiye) mezhebini de içine almak üzere, Zeydiye, İsmaililik ve Gulat olarak adlandırılan bütün gruplar da genel olarak "Alevi" olarak nitelendirilir. Müellihe, Ali-İlahiler, KızılbaÅŸlık gibi Hz. Ali'yi ilahlık mertebesine çıkarılan, hulûl, tenasüh ve ibaha inanışlarına sapan ve Gulat ya da Galiye denen aşırı grupların temsil ettiÄŸi biçimiyle "Alevilik" İslam dışı bir inançtır. ( … ) Türkiye AleviliÄŸi, Caferiye'nin temsil ettiÄŸi Åžiilikten temelde farklı bir inanç sistemidir. İlk üç halifeyi tanımama ve ehl-i beyt yandaÅŸlığı gibi noktalarda Caferilikle uyuÅŸmakla birlikte, Türkiye AleviliÄŸi 'nin bileÅŸiminde, İslamiyet öncesi Türk inançları ve OrtadoÄŸu'nun eski putperest kültürlerinin kalıntıları da ağırlık taşır. Kökeninde, İslam'ın ÅŸamanist OÄŸuzlarca kendi inançlarına uygun biçimde kavranması yatan AleviliÄŸin oluÅŸum süreci, göçebe Türkmenlerin kitle halinde Anadolu'ya yerleÅŸmesiyle baÅŸlar. ZerdüÅŸtçülük, Maniheizm gibi eski dinler, Babailik gibi siyasal hareketler, Haydarilik, Kalenderilik gibi tarikatlar ve Hurufilik gibi Batıni akımlar, AleviliÄŸin oluÅŸumuna katkıda bulunmuÅŸ ya da bu inancı çeÅŸitli ölçülerde etkilemiÅŸtir. Alevi ozanların ÅŸiirlerinde bu akımlar dışında hulûl, tenasüh, animizm, panteizm öÄŸelerine de rastlanır. ( … ) çoÄŸu kez Allah, Muhammed ve Ali'nin Tanrı'nın üç sureti olduÄŸunu ifade eder. ( … ) Aleviler genellikle namaz, oruç, hac, zekât gibi ibadetleri uygulamazlar. ( … ) en ünlüleri Hatayi (Åžah İsmail), Pir Sultan Abdal ve Kul Himmet olan Alevi ozanları nın deyiÅŸ adı verilen dinsel içerikli ÅŸiirleri saz eÅŸliÄŸinde okunur;( …)
(*) Yûnus Emre; xııı – xıv yy.larda yaÅŸamış ve mü'min, sünnî mutasavvıf bir halk ÅŸâirimizdir; saz ÅŸâiri, ozan deÄŸildir. XV yy'dan itibâren yazılanları günümüze gelmiÅŸ cönk ve mecmûalara göre birden fazla Yûnus ismli veya mahlâslı ÅŸâir yaÅŸamıştır. "Yûnus, Yûnus Emre, Âşık Yûnus, Bîçâre Yûnus, Bîçâre Miskin Yûnus, Miskin Bîçâre Yûnus, Miskin Yûnus, DerviÅŸ Yûnus, Taptuklu Yûnus mahlasları, bizleri, filologların ekseriyyetde olacağı bir hey'etin ortak karârına kadar, "Yûnus Emre'nin ÅŸiirleri" yerine "Yûnus Emre ÅŸiirleri" demenin daha doÄŸru olacağı noktasına götürmektedir.
MEYDAN LAROUSSE(1969) cilt:1, s.301'deki ALEVİ maddesinden: Alevîlerin büyük tanıdıkları yedi ÅŸair, Nesimî, Fuzùlî, Hatâî, Pîr Sultan Abdal, Kul Himmet, Yemînî, Vîranî'dir. Bunlardan Nesîmî ve Fuzùlî dışındakiler tam batınîdirler. ( … )
20.01.2008 VAKİT Sayfa 6’da Ayhan BİLGİN’in (“Meyhanelerde bulduk biz bu kemali”)baÅŸlıklı yazısından cümleler :
[[ AraÅŸtırmalar çeÅŸitli ülkelerdeki AleviliÄŸin 9 ana kolu olduÄŸunu ortaya koymuÅŸtur. Bunlar:
1) “Hz. Ali’nin ilah olduÄŸuna inanan kolu”
2) “Hz. Ali’nin peygamber olduÄŸuna inanan kolu”
3) “İmamlarının ve kurucularının ilahlığını ilan ettiÄŸi kolu”
4) “Kurucularının peygamberliÄŸini ilan ettiÄŸi kolu”
5) “Allah’ın insana benzediÄŸini savunan kolu”
6) “İmamlarının ölmediÄŸine ve yeniden ortaya çıkacağına inanan kolu”
7) “Ruh göçüne inanan kolu”
8) “Sahabeyi kâfirlikle suçlayan kolu”
9) “Batıni kolu”
( ….. )
Alevi Edip Hasabi ise ÅŸöyle sesleniyor:
“Ey zahid ÅŸaraba eyle ihtiram,
Müslüman ol terk et bu kıyl-ü kali
Ehline helaldir, na-ehle haram,
Biz içeriz bize yoktur vebali.
***
Sevaba girmek için içeriz ÅŸerap,
İçmezsek oluruz düçar-ı azab.
Aklın ermez senin bu başka hesap,
Meyhanede bulduk biz bu kemali.
( ….. ) ]] Notum: Åžâirin mahlâsı: Harabi (Harâbî) olmalıdır.
02 Haziran 2008 AKİT s.12’deki [ İzzettin DoÄŸan Alevileri böldü ] baÅŸlıklı yazının tamâmı: [ HÜSEYİN DANİŞMENT 22 Temmuz seçimlerinden önce yaptığı açıklamayla dikkatleri üzerine çekenCem Vakfı BaÅŸkanı İzzettin DoÄŸan, Avusturya’da protestolarla karşılandı. Seçimlerden önce, “Oylarınızı HYP (Halkın YükseliÅŸi Partisi) ve MHP’ye (Milliyetçi Hareket Partisi) ÅŸeklinde açıklamada bulunan DoÄŸan, Diyanet İşleri BaÅŸkanlığı’nı hedef alan açıklamalarıyla da uzun süre gündemde kalmıştı.
ZİYARETİ TARTIÅžMALARI DA BERABERİNDE GETİRDİ Konferans vermek iÅŸin gittiÄŸi Avusturya’da bazı toplum kuruluÅŸlarının protestolarıyla karşılaÅŸan Cem Vakfı BaÅŸkanı İzzettin DoÄŸan, Alevi kuruluÅŸları arasında tartışmalara neden oldu. Havaalanında toplanan dernek üyesi DoÄŸan’ın Avusturya’ya geliÅŸini protesto etti. Tartışmalartn DoÄŸan’ın Avusturya’ya gelmeden önce baÅŸladığı ifade edildi. DERNEKLERDE ÇATLAK DoÄŸan Avusturya’ya gelmeden birkaç gün önce Cem Vakfı’nın Almanya’daki federasyonu, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu’nu (AABF) kınama açıklaması yayınlamıştı. AABF temsilcisinin, kendilerini kınayan Cem Vakfı Temsilcisi ile konferansa katılması, AABF içinde tartışmalara neden oldu. AABF içindeki bir grup Cem Vakfı ile birlikte konferansa katılan Cafer Kaplan a tepkilerini dile getirdiler. Avrupa’da bulunan birçok dernek de İzzettin DoÄŸan hakkında sert bir bildiri yayınladı. Bildiride, İzzettin DoÄŸan çağın Hızır PaÅŸa sı olarak nitelendi.